Moda Okulları Moda Okulları

Central Saint Martins

[su_spacer]Londra'nın ünlü moda okulu Central St Martins moda sektörüne yön vermiş ve vermeye devam eden birçok önemli ismi yetiştiren okul olarak tanınır. BOF tarafından yapılan “En İyi Moda Okulları 2016” araştırmasında en iyi lisans ve yüksel lisans programına sahip okul seçilen Central St Martins eğitim programlarını 9 farklı disiplin çerçevesinde tasarlamış. Sanat, seramik ve endüstriyel tasarım, kültür ve organizasyon, drama ve performans, moda, grafik tasarım, aksesuar ve tekstil gibi alanlarda eğitim alınabilecek okulda lisans, yüksek lisans, kısa kurslar ve uzaktan eğitim olmak üzere bir sürü seçenek mevcut.

Saint Martins'in yıl sonu defilesi birçok ünlü tasarımcının keşfedildiği yer olmuştur. Bu nedenle Saint Martins sektöre yakınlığı ile bilinen bir okuldur.Alexander McQueen de modelistlik dersi vermek için bu okula başvurduğunda yeteneğini keşfeden bir hoca sayesinde burslu olarak tasarım okumaya başlamış, 1992'de okuldan mezun olmuştu.

Devamını Okuyun
Moda Okulları Moda Okulları

Parsons Fashion, Art and Design School In New York

[su_spacer]
New York’un en işlek caddelerinden birinde, şehirle ve hayatla iç içe konumlanmış Parsons, dünyanın en iyi moda okullarından biri. BOF tarafından yapılan “En İyi Moda Okulları 2016” araştırmasında lisans programı 5.sırada yer alan Parsons, ön lisans, lisans, yaz okulu, online eğitimler ve uzaktan eğitim gibi farklı seçenekler sunuyor.
[su_spacer]
https://www.youtube.com/watch?v=s09dUn88ktI
[su_spacer]
Parsons’ın ünlü mezunları arasında Marc Jacobs, Alexander Wang , Tom Ford, Donna Karan, Steven Meisel gibi sektörün efsane isimlerine rastlamak mümkün.
[su_spacer]
Devamını Okuyun

Sürdürülebilir Moda Eğitimi Veren Okullar

[su_spacer size="30"]Sürdürülebilirlik artık moda dünyasının önemli bir parçası. On yıl önce moda tasarımı okuyan bir öğrenci, moda sektöründe yer alan bir marka ya da moda sektöründe çalışan herhangi biri, sürdürülebilirlik konusunda bilgili olmak zorunda değildi. Sürdürülebilir moda eğitimi yaygın değildi. Bu alan fazlasıyla teknik bir alan olarak görülürdü. Fakat yıl 2021 ve biz sürdürülebilirliği modadan ayrı bir kavram olarak görmeyi bırakmalı ve kariyerimize, eğitimimize ve yaşam kültürümüze sürdürülebilirliği katmalıyız.Sürdürülebilirlik alanında uzmanlaşan ve çalışan kişiler genelde mühendislik veya fen bilimleri eğitimi almış olsalar da, moda sektöründe bu alan oldukça yeni. Sürdürülebilirlik departmanları deneyim ve ihtiyaçla şekilleniyor. Moda eğitiminde sürdürülebilirliği seçmek mümkün, fakat genelde sürdürülebilirlik tasarım okuyan öğrencilerin müfredatında yer alıyor. Tamamen sürdürülebilir modaya odaklanan eğitim programları az sayıda da olsa varlar. Örnek olması ve ilham vermesi açısından bu programlardan bazılarını sizin için araştırdık. Kim bilir belki aramızda bu okulların mezunu ya da öğrencisi olanlar da vardır.

UNIVERSITY OF ARTS LONDON

University of Arts London, tasarım ve iletişim odaklı eğitim programları sunan 6 okulu kapsayan, Londra merkezli dünyaca ünlü bir üniversite. Bu okullardan biri olan Central Saint Martins'i tanımayan yoktur diye düşünüyoruz. Kabul oranı sadece yüzde 6 olan bu okul, dünyanın en ünlü moda tasarımcılarını yetiştirdi (Alexander McQueen, Stella McCartney, John Galliano, Bora Aksu bunlardan sadece birkaçı) ve yetiştirmeye devam ediyor. Londra'da bulunan Central Saint Martins,  mücevher tasarımından mobilya tasarımına, çok geniş bir program yelpazesine sahip. Yüksek lisans programları ise daha da detaylı ve geniş bir program listesi sunuyor. Tüm liste için burayı tıklayın.Central Saint Martins'in yüksek lisans programları arasında bir konu dikkatimizi çekiyor:  MA Material Futures,Material Futures programı disiplinlerarası bir yaklaşımla, geleceğin materyal sıkıntısını öngörebilen ve yenilikçi bakış açısıyla yeni materyaller geliştiren ve kullanan tasarımcılar yetiştirmeyi hedefliyor. Adı üstünde bu bölüm malzemeyi esas alıyor ve eğitimi bu eksende kurguluyor. Özellikle teknolojinin ve el işinin bir araya geldiği, analog ve dijital dünyaları harmanlayan ve iki yıl süren bir yüksek lisans programı.MA Textile Design ise Chelsea College of Arts bünyesinde, sürdürülebilirliği merkezine oturtan tekstil tasarımına odaklanıyor. Konuları arasında dönüşüm odaklı tasarım, etik hammadde satın alması, teknik ve bilimsel inovasyon, aktivist tasarım ve çevresel/kitlesel etki gibi moda ve tekstil sektörünün geleceğini belirleyen başlıklar var.  Program 15 ay sürüyor.Chelsea-College-of-Arts-MA-Textile-Design-SARA-KELLY.jpg Yine UAL çatısı altında yer alan London College of Fashion'ın, Center for Sustainable Fashion'a ev sahipliği yaptığını belirtelim. Bu sürdürülebilir moda merkezi online kurslar sunuyor. https://www.youtube.com/watch?v=EZ_tHyvsxoI&feature=emb_logo 

AMD AKADEMIE MODE & DESIGN

Hamburg merkezli AMD Akademie Mode & Design, 30 yıldan fazladır moda, tasarım, iletişim ve yönetim alanlarında eğitim veriyor ve beş farklı şehirde kampüse sahip. Lisans programları arasında Moda Tasarımı, Moda Yönetimi, Moda iletişimi gibi bölümler var. Okul, yüksek lisans olarak ise Ürün ve Perakende Yönetiminin yanı sıra Moda ve Yaratıcı Endüstrilerde Sürdürülebilirlik programını sunuyor.Programın detaylarına baktığımızda, Berlin'de olduğunu ve sürdürülebilir tasarım stratejileri, sürdürülebilir üretim ve yönetim üzerine yoğunlaştığını görüyoruz. Bölümün çok disiplinli bir yaklaşım benimsediğini ve modanın günümüzdeki ve gelecekteki sorunları çözme hassasiyeti ve bilgisi olan profesyoneller yetiştirmeyi hedeflediğini söyleyebiliriz. Yüksek lisans programıyla ilgili bilgiyi bölüm başkanından almak için tıklayın.

POLIMODA

İtalya'nın ve dünyanın önde gelen moda okullarından Polimoda, sektöre yakınlığıyla farklılaşıyor. Floransa'da bulunan ve özel bir laboratuvara da sahip olan okul özellikle sektör ihtiyaçlarına cevap vermek konusunda oldukça hızlı, aynı şekilde eğitmenlerini sektörden seçiyor ve öğrencilerine staj imkanları sunuyor.Moda şirketleri için yeni nesil sürdürülebilirlik uzmanlarını ve dönüşümsel ekonomi yöneticilerini yetiştirmeyi amaçlayan bir bölüm de Polimoda'nın Sustainable Fashion yüksek lisans programı. Özellikle 2019 yılından sonra sektörün ihtiyaç duyduğu çeşitlilik ve kapsama (diversity and inclusion) alanında çalışmak isteyenler için de program içeriği uygun.sürdürülebilir moda eğitimiEtik moda, sistemsel düşünce, geri dönüşümlü iş modelleri, ekolojik tasarım, ileri dönüşüm, şeffaflık gibi kelimeler artık moda literatüründe yerini sağlamlaştırdı. Moda markaları da bu yönde gelişerek yeni iş alanları yaratıyorlar. Bu yüksek lisans programı moda sosyolojisi, kültürel antropoloji, kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilir yönetim ve üretim gibi alanlarda ders içeriği sunuyor. Dersler Nisan ayından Aralık ayına kadar sürüyor. Bu bölümde burs olanakları da var. Bu konuda bilgi edinmek için Polimoda sitesine göz atabilirsiniz.Polimoda'da Sürdürülebilir Moda kısa kursuna gitmek de mümkün.

ACCADEMIA COSTUME MODA

Business of Fashion sitesine göre, UAL ve Polimoda gibi, dünyanın en iyi moda okulları arasında yer alan başka bir okul, Roma merkezli Accademia Costume Moda. Okul İtalyan tekstil firmaları ile işbirliği içinde, Fabrics Innovation Design diye bir yüksek lisans programı açtı. Programın amacı tekstil tasarımında inovasyon, yeni teknolojiler, materyal seçimi konusunda öncü profesyoneller yetiştirmek. Programın teknik önderliğini okulun eski mezunu ve şu anda Louis Vuitton'un kumaş geliştirme sorumlusu olarak çalışan Marco Mastroianni yapıyor. Program aynı zamanda industry project adı altında bir bitirme projesini de içeriyor.Accademia Costume Moda aynı zamanda bir yıllık Sürdürülebilir Moda yüksek lisansı programı da sunuyor.Okulun eski mezunları arasında Gucci'nin eski kreatif direktörü Frida Giannini ve şu anki kreatif direktörü Alessandro Michele de var.

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

İTÜ, tekstil mühendisliği anabilim dalı altında Yenilikçi Teknik Tekstiller adlı bir Yüksek Lisans programı açtı. Programın kontenjanı 30 kişi ve program İstanbul Tekstil Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) tarafından destekleniyor. https://www.youtube.com/watch?v=zj18ok2bI8o&feature=emb_logo

Programın sayfasından aldığımız bilgileri aşağıda bulabilirsiniz:

  • Yenilikçi teknik tekstillerin farklı alanlarında ham maddeden nihai ürüne kadar yer alan tüm süreçler hakkında detaylı bilgi sahibi olan,
  • Yenilikçi teknik tekstiller alanında teknolojik problemlere çözüm getirmek ve gelecekteki gelişmelere öncülük etmek için gerekli bilgi ve donanıma sahip olan,
  • Yenilikçi ve özgün teknik tekstil ürünleri tasarlama, geliştirme ve son kullanım alanına bağlı olarak ürün kalitesini değerlendirme becerisi kazanmış,
  • Programın sunduğu disiplinler arası perspektif sayesinde mesleklerinde rekabet avantajı yaratabilme potansiyeline sahip,
  • Yenilikçi teknik tekstiller alanında güncel gelişmeleri ve çalışmalarını nicel ve nitel veriler ile destekleyerek, bilişim ve iletişim teknolojilerini kullanarak, yazılı, sözlü ve görsel olarak, kendi dilinde veya yabancı dilde aktarabilme becerisi kazanmış mezunlar yetiştirmektir.

Daha ayrıntılı bilgi için buraya tıklayın. Son olarak, eğitim hayatını kısa kurslarla devam ettirmek isteyen profesyoneller için Coursera ya da Futurelearn gibi sitelerin varlığını da hatırlatalım. Coursera'da Copenhagen Business School'dan Sustainable Fashion kursunu alabilirsiniz. Futurelearn'de ise yukarıda belirttiğimiz gibi Kering grubunun London College of Fashion ile birlikte sunduğu Fashion and Sustainability kursuna online ve ücretsiz olarak katılabilirsiniz. Ayrıca Fashion Revolution'ın websitesi çok zengin bir kaynak, buraya tıklayarak bu zengin kaynağa ulaşabilir ve kendi kendinizi eğitmeye başlayabilirsiniz.

Moda sektöründe profesyonel olarak sürdürülebilirlik alanında çalışmak isteyenler bu konuda yayın yapan dernekleri, kanaat önderlerini ve markaları takip ederek bilgi hazinelerini ve hassasiyetlerini geliştirebilirler. Moda sektörü sürdürülebilirlikle ilgili kariyer yollarını yeni yeni belirliyor dersek yanlış olmaz, o nedenle şirketler ve çalışanlar geleceğin mesleklerini birlikte şekillendirecekler.

Bu konu ilginizi çektiyse aşağıdaki yazılarımızı da mutlaka okuyun:https://modakariyeri.astrodijitaldemo.com/5-yil-once-varolmayan-7-moda-meslegi/https://modakariyeri.astrodijitaldemo.com/itu-tekstil-teknolojileri-ve-tasarimi-fakultesi/https://modakariyeri.astrodijitaldemo.com/london-college-of-fashion-moda-okumak/

Devamını Okuyun

İTÜ Tekstil Teknolojileri Ve Tasarımı Fakültesi

[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]SUNY  Moda Tasarımı program koordinatörü, Prof. Dr. Cevza Candan, İTÜ Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı fakültesi hakkındaki sorularımızı yanıtladı. 1955'te kurulan fakülte, ülkemizin ekonomik gelişimi için çok önemli olan tekstil ve hazır giyim endüstrisinde kariyer yapacak tekstil mühendisleri ve tasarımcıları yetiştiriyor. Detaylar aşağıda.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]

İTÜ Tekstil Teknolojileri ve  Tasarımı fakültesinin tarihini sizden dinleyebilir miyiz?

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Tekstil Mühendisliği Bölümü, ilk olarak 1955 yılında Makine Mühendisliği içinde tekstil kürsüsü adı altında kurulduktan sonra günümüzdeki adını ve bağımsız statüsünü 1983 yılında almıştır. 2004 yılı Aralık ayında ise Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesinin kurulmasıyla, Tekstil Mühendisliği Bölümü bu fakültenin altında işlevini sürdürmektedir.  Tekstil işi ülkemizde Osmanlı İmparatorluğu zamanından bu yana yıllar boyunca geleneksel bir meslek olmuştur.İTÜ1930’larda Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından başlatılan ancak gelişimi bilhassa özel sektör tarafından gerçekleştirilen endüstrileşme ile 1970’lerden sonra, tekstil ve hazır giyim endüstrisi, endüstriyel gelişime, iş imkânları ve Türkiye ticaretine önemli katkısı ile teknik bilgi birikimi ve deneyimi nedeniyle ülkemizin en gelişmiş ve modern endüstri sektörü haline gelmiştir.  Günümüzde sektör, açık yapısı nedeniyle yabancı endüstri ile yakın işbirliği içerisinde çalışmaktadır. Türk tekstil ve hazır giyim endüstrisi küresel dünyada lider endüstrilerden birisidir. Türkiye’de bu şekilde lider bir endüstri olması nedeniyle, endüstrinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, Türkiye’nin farklı bölgelerinde Tekstil Mühendisliği Bölümleri yer almaktadır.

Kaç öğrenciniz ve her sene kaç mezununuz var? Öğrencileriniz mezuniyetleri ardından en çok hangi alanlarda çalışmaya başlıyorlar?

Moda Tasarımı Programımıza her yıl 30 öğrenci alınıyor. Programa başlama şartları arasında TOEFL yabancı dil sınavından (IBT) en az 80 almış olma şartı bulunduğundan genelde öğrencilerimizin yarısı İTÜ Yabancı Diller Okulu’na devam etmektedir. Dolayısıyla, her sene ortalama 15 öğrenci ile program başlamaktadır. 2008 yılında ilk mezunlarını veren programımız, o yıldan bugüne toplam 110 mezun vermiştir. Mezunlarımız ağırlıklı olarak Beymen, Yargıcı, Mudo, Trendyol, Mavi, Koton gibi hazırgiyim perakende firmalarında çalışmaktadırlar. Bu süreçte kendi markalarını kurarak Türkiye ve/veya New York’da faaliyet gösteren mezunlarımız da bulunmaktadır.Tekstil Mühendisliği Programımızdan ise her sene ortalama 45 mezun verilmektedir; toplamda 1500’ün üzerinde mezunumuz bulunmaktadır.

Mezunlarınız hangi pozisyonlarda çalışıyorlar?

Mezunlarımız, tekstil ve hazırgiyim sanayiimizin farklı alt alanlarında (üretim, perakende, pazarlama vb) mesleki faaliyetlerini sürdürmektedir. İTÜ’den mezun tekstil mühendisleri gerek özel sektörde, gerekse kamuda birçok kuruluş tarafından başarılı bir şekilde işe alınmaktadır.Tekstil mühendisliği bölümünden mezun olan mühendisler tekstil malzemelerinin davranışları ve tekstil ve hazır giyim teknolojilerindeki makinelerin fonksiyonları konusunda bilgi ile donatılmaktadır. Ayrıca güçlü temel mühendislik bilgisine, analitik düşünme ve problem çözme kabiliyetlerine, profesyonel ve etik sorumluluk anlayışına, yüksek seviyede iletişim yeteneğine sahiptirler ve araştırmacı karakterleri ile kendilerini geliştirebilirler. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yoğunlaşmış küçükten büyüğe değişen firmaların ve tekstil işletmelerinin farklı bölümlerinde, örneğin üretim, planlama, kalite kontrol, satış veya pazarlama, ya da tekstil ürünleri ve tekstil makineleri ile ilgili yerli ve yabancı şirketlerin acenteliklerinde işe alınmaktadırlar.Eğitimini devam ettirmek isteyen mezunlarımız da ulusal ve uluslararası okullar tarafından başarılı bir şekilde kabul edilmektedir. İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki girişimlere paralel olarak, Tekstil Mühendisliği Bölümü de tekstil ve hazır giyim endüstrisinin ihtiyaçlarında ve uluslararası denkliğe göre programlarını güncellemektedir. Bu bağlamda, Tekstil Mühendisliği Bölümü Haziran 2012'den bu yana ABET tarafından tam olarak akredite edilmiş olup; Türkiye'de ABET Akreditasyonu olan tek Tekstil Mühendisliği Bölümü olma özelliğini devam ettirmektedir.

Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi hakkında biraz daha bilgi alabilir miyiz?  Öğrencilerinize ne gibi eğitim seçenekleri sunuyorsunuz?

Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi ise 04 Aralık 2004 günlü ve 25660 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak kurulmuştur. Keza Türkiye’deki tek Tekstil Fakültesi olma özelliğini halen korumaktadır. Fakültemiz,

  • Türk Tekstil ve Konfeksiyon İmalat Teknolojilerini geliştirmek,
  • Yeni ürünler tasarlayarak uluslararası pazarlarda yeni olanaklar sağlamak ve moda-marka oluşumuna katkıda bulunmak,
  • İhracatta, tekstil teknolojisine vakıf, pazarlama işlemini yürütecek vasıflı insan gücü yetiştirmek hedeflerine ulaşmak üzere

Tekstil Mühendisliği, Moda Tasarımı, Tekstil Geliştirme ve Pazarlama olmak üzere üç programdan oluşmaktadır.

Moda Tasarımı Programı

İTÜ-FIT Fashion Design (Moda Tasarımı) Programı; İstanbul Teknik Üniversitesi ve New York Devlet Üniversitesi’ne bağlı “Fashion Institute of Technology” (FIT) gibi iki köklü kurum arasında 2004 yılında yapılan işbirliği sonucunda hayat bulmuştur. Dünyanın en iyi üç moda okulu arasında yer alan FIT, moda alanında eğitim veren pek çok eğitim kurumuna akademik destek vermektedir; ancak dünyada iş birliği içinde bulunduğu tüm üniversite ve enstitüler arasında 4 senelik lisans programı için ortak diploma verdiği tek program İTÜ-FIT Moda Tasarımı Programıdır.Bölüme kabul edilen öğrenciler,  eğitimlerinin 5 yarı yılını (1.yıl güz-bahar, 2. yıl güz dönemi ile 3. yıl güz-bahar) İTÜ-İstanbul'da, 4 yarı yılını (2. yıl bahar ve yaz dönemleri ile 4. yıl güz ve bahar dönemleri) ise FIT- New York'da gerçekleştirmektedirler. Mezun olduklarında her iki kurumdan da diplomalarını almaktadırlar. Bölüme her sene 30 öğrenci alınmakta olup, öğretim dili İngilizce'dir. Programa kabul edilen; fakat internet tabanlı TOEFL sınavından en az 80 puan veya PET sınavından en az 53 alamayan öğrenciler İngilizce Hazırlık Okulu’nda yoğun İngilizce eğitimi alacaklardır. Öğrenciler dil koşulunu sağlamadıkları sürece lisans programına başlayamazlar. Öğrencilere dil koşulunu sağlamaları için en fazla iki yıl verilir. Ayrıca mezun olan öğrencilerin bir yıl A.B.D.’de çalışma izni bulunmaktadır.Moda Tasarımı Programında; drapaj, dikiş teknikleri, kalıp hazırlama, bilgisayar destekli kalıp hazırlama gibi giysi tasarımı ile doğrudan ilgili konular yanında;  bilgisayar destekli çizim programları (photoshop, illustrator gibi), koleksiyon maliyetlendirme ve sanat içerikli dersler de yer almaktadır. Bu şekilde, herhangi bir amaca yönelik olarak giysi tasarımında göz önünde bulundurulması gereken tüm unsurlar öğrenciye aktarılmaktadır.Moda Tasarımı Programı’na özel yetenek sınavı ile öğrenci kabul edilmektedir. Mezunlar, hazırgiyim firmalarının ve/veya markaların (Yargıcı, Beymen, Mavi gibi) tasarım bölümlerinde, Li&Fung vb. gibi satın alım ofislerinde veya “serbest” tasarımcı” olarak çalışabilmektedirler. (Daha fazla bilgi için www.uolp.itu.edu.tr)

Tekstil Geliştirme ve Pazarlama Programı

İstanbul Teknik Üniversitesi ile New York Eyalet Üniversitesi Sistemi'ne (SUNY) dahil Fashion Institute of Technology tarafından ortak olarak yürütülen lisans programıdır. Programı başarıyla tamamlayan bir öğrenci, her üniversiteden bir tane olmak üzere iki ayrı diploma alır. Tekstil Geliştirme ve Pazarlama Programı 4 yıl süreli olup öğrenciler birinci ve ikinci yıl öğrenimlerini İstanbul Teknik Üniversitesi Tekstil Teknolojileri ve Tasarım Fakültesinde, üçüncü ve dördüncü yıl öğrenimlerini Fashion Institute of Technology (FIT)'de gerçekleştirmektedirler. Eğitim dili İngilizcedir. Bu programa da kabul edilen; fakat internet tabanlı TOEFL sınavından en az 80 puan veya PET sınavından en az 53 alamayan öğrenciler İngilizce Hazırlık Okulu’nda yoğun İngilizce eğitimi alacaklardır. Öğrenciler dil koşulunu sağlamadıkları sürece lisans programına başlayamazlar ve öğrencilere dil koşulunu sağlamaları için en fazla iki yıl verilir. Mezun olan öğrencilerin bir yıl A.B.D.’de çalışma izni bulunmaktadır. Mezunlar, tekstil ve hazırgiyim firmalarının pazarlama bölümlerinde çalışabilmektedirler. Tekstil Geliştirme ve Pazarlama Programı’na özel yetenek sınavı ile öğrenci kabul edilmektedir. Daha fazla bilgi için:  www.uolp.itu.edu.tr.  

Prof. Dr. Cevza CANDAN kimdir?

Cevza Candan 1967 yılında Erzurum-Aşkale'de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul'da tamamladı. 1988 yılında İ.T.Ü Makina Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü'nden birinci olarak mezun oldu ve aynı Bölümde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. 1990 yılında İ.T.Ü Fen Bilimleri Enistitüsü’nden Tekstil Yüksek Mühendisi ünvanını aldı. Ocak 1991'de Y.Ö.K bursuyla doktora yapmak üzere İngiltere'ye gitti. Leeds Üniversitesi Tekstil Endüstrileri Bölümü'nden Nisan 1995 yılında doktor ünvanını alarak yurda döndü ve İ.T.Ü Tekstil Mühendisliği Bölümü'nde çalışmalarına devam etti. Ekim 1995 yılında Y.Doç., Kasım 1997 yılında Doçent ve Nisan 2003 yılında Profesör ünvanlarını alan Cevza Candan halen bu Bölümde öğretim üyesi olarak çalışmakta ve örme teknolojileri ile moda yönetimi üzerine dersler vermektedir. İTÜ-FIT Moda Tasarımı Programı’nın da koordinatörlüğünü de sürdüren Cevza Candan, sanayii odaklı eğitim ve araştırma projelerinde de aktif görev almaktadır.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Devamını Okuyun
Eğitim, Moda Okulları Eğitim, Moda Okulları

Avrupa'da Eğitim Almak Ve Çalışmak

[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Avrupa'da çalışmak ve iş bulmak ile ilgili çok soru alıyoruz. Ben de bu konuda kendi tecrübemden yola çıkarak bir yazı yazmaya karar verdim.

Avrupa'da Çalışmaya Nasıl Başlanır?

Öncelikle çalıştığınız ya da çalışacağınız şirket tarafından yurtdışına transfer edilme imkanınız olabilir. Bunun için önemli olan yurtdışında da merkez ofisi, mağazası ya da iş ortakları olan bir markada çalışma imkanı yakalamak. Moda sektörü için bu fırsatlar Türkiye'de biraz kısıtlı fakat öncelikle yurtdışına açılma sürecinde olan markalardaki fırsatları araştırmanızı tavsiye ederim. Yurtdışında çalışmasanız bile, yurtdışı ile çalışmanız orada işlerin nasıl yürüdüğü ile ilgili fikir edinmenizi sağlar ve en önemlisi networking imkanı verir. Moda sektöründe özellikle perakende direktörlüğü, kreatif direktörlük veya satın alma pozisyonlarında farklı ülkelerle iletişim içinde olursunuz.  Bu ilişkiler sayesinde iş teklifi alan kişi sayısı az değil!Genelde şirket sizi yurtdışına gönderiyorsa oturma izni isteme sürecini sizin için yönetiyor ve gidişiniz nispeten daha kolay oluyor. Bir şirketin sizi yurtdışına göndermesi için genellikle ya ayırtedici bir özelliğiniz olmalı (yabancı dil gibi) ya da tecrübeniz. Eğer transfer imkanı yoksa eğitim yurtdışına açılmanın bir diğer yolu.

Eğitim İçin Yurtdışına Gitmek

Eğer iş imkanı ile değil de eğitim için yurtdışına çıkacaksanız önceden araştırmanızı tavsiye ettiğim şeyler var:

1. Okulunuzu seçeceğiniz ülkede göçmen yasalarını inceleyin:

Göçmen yasaları ülkeye göre değişir. Bazı ülkeler öğrencilerine mezuniyet ardından sınırlı bir süre çalışma izni verirken bazı ülkeler mezuniyet ardından, neredeyse günü gününe, oturma iznini sonlandırır. Bazen eğitimin süresi veya çeşidi bu izni etkiler. Mesela İtalya'da lisans mezunları çalışma iznine başvurma hakkına direk sahip olurken, yüksek lisansta bu haklar bazı şartlarla sınırlı. Bu nedenle önceden araştırmanız çok önemli. Birçok durumda eğitim amaçlı oturma izni ile ülkeye girenler, bu izni çalışma iznine çevirmekte zorlanabilir. Bunun başlıca nedeni iş bulmaktaki zorluktur. Okulun hemen ardından staj bulduğunuzda, o ülkenin vatandaşlarından farklı olarak sizin kısa süre içinde bir kontrata sahip olmanız gerekir. Oysa ki şirketlerin işe alım süreçleri her zaman hızlı olmayabilir. Bunun dışında, çalışma izni olmayanları tercih etmeyen şirketler de var ki, bu noktada yapacak birşey yok. En doğrusu size kapıyı en çabuk açacak şirket, deneyim veya kişileri aramak.Kendim çalışma izni aldığım İtalya'dan örnek vermem gerekirse, İtalya'da öğrencilerin çalışması mümkün. Polimoda'da eğitimim ardından staj iznim vardı fakat stajım altı aylık, kalan oturma iznim 4 aylıktı. Bu durumda öğrenci vizesini çalışma iznine dönüştürebilmek için her sene açılan kotalara başvurdum ve girmeyi başardım. Bu şekilde öğrenci vizem çalışma iznine çevrildi. O noktadan sonra iş bulmam ve kontratımın yenilenmesi, iş iznimin devam etmesi için yeterli oldu. Bu prosedür hala uygulanıyor fakat bir nevi çekiliş olduğu için işiniz tamamen şansa kalıyor.Eğer öğrenci vizemi dönüştüremeseydim çalışmam mümkün olmayacak, muhtemelen geri dönecektim. Kısacası gideceğiniz okulu seçerken, okulun iyi bir okul olmasının dışında size sağlayacağı imkanları da değerlendirmelisiniz. Avrupa Topluluğundan çıkmaya hazırlanan İngiltere yavaş yavaş öğrenci sayısını da azaltmaya başladı. İngiltere'de okumayı seçecekseniz ve yurtdışında çalışma hayaliniz varsa, okuldan sonra orada kalıp kalamayacağınızı iyi araştırmanızı tavsiye ederim. Zira yurtdışında çalışmak istiyorsanız, okula yaptığınız yatırımı aynı zamanda iş hayatınıza da yapıyorsunuz.

2. Seçeceğiniz okulun sunduğu kariyer hizmetlerini öğrenin:

Okulların çoğu kariyer servisimiz var ve size iş bulmanızda yardım ediyoruz diye beyan eder. Fakat yıllardır şahit olduğum durumlar gösteriyor ki okullara bu konuda tüm umutları bağlamak doğru değil. Okullar CV'nizi şirketlerle paylaşabilir ya da sizi okul ortamında şirketlerle tanıştırabilir ama aslında çok daha fazlasına ihtiyacınız var. Türkiye'de de olsa yurtdışında da, öncelikle okulunuzun sektörde aranan rollere yönelik özelliklerinizi geliştirmeniz için size destek olacağından, ve herşeyden önce okulun sektördeki gelişmelerden haberdar olduğundan (Business Of Fashion sitesi 2015 yılında "Moda eğitimi sahte bir hayal mi satıyor?" başlıklı bir yazı yazdı) emin olun. Ayrıca sektörle ve diğer moda okulları ile ilişkisini araştırın. Bunun için okulla önceden konuşmayı ve mezunları ile iletişime geçmeyi unutmayın.Ayrıca Business of Fashion'ın iki senedir yayınladığı en iyi moda okulları sıralaması bu konuda çok değerli bir kaynak, çünkü öğrencilerin, sektör profesyonellerinin ve İK çalışanlarının geri bildirimi üzerine yayınlanıyor. Birçok kişinin değerlendirmesi ile oluşturulan bu listede en çok bilinen bazı okulların alt sıralarda yer alması başta şaşırtıcı gelebilir, fakat bu liste okul değerlendirme kriterlerinizi gözden geçirmenize neden olacaktır.2017'nin en iyi moda okulları listesi

3. Gideceğiniz ülkede moda sektöründe aranan yetenekleri araştırın:

Eğer amacınız yurtdışında iş bulmak ise, mezun olduktan sonra iş imkanlarının size uymasını ummaktansa, siz kendiniz iş imkanlarına göre eğitiminizi ve staj deneyiminizi tasarlayabilirsiniz. Bunu yapmak için gitmeyi planladığınız ülke veya şehirde yer alan markaların iş ilanlarını önceden araştırabilir, moda sektörüne yönelik kariyer sitelerini daha gitmeden takip etmeye başlayabilirsiniz. Bunlara örnek olarak Drapers JobsFashion Jobs ve Business Of Fashion gibi siteleri verebilirim. Ayrıca her ülkenin yerel iş arama siteleri de ilginç veriler sağlayacaktır.Moda sektöründe en çok çalışılmak istenen 25 şirket

4. Networkünüzü araştırın ve hazırlayın:

Yurtdışına giderken bazen kahraman gibi hissedebiliriz. "Ben yaparım", "Kendi kendime yeterim", "Orada arkadaş bulurum , zaten burdaki herkesten sıkıldım" gibi iç hesaplaşmalar mümkündür. Öncelikle evet yalnız kalacaksınız, en azından bir süre. Hayatınız yurtdışında da geçse, gelen ve kısa sürede giden birçok arkadaşınız olacak. Bu nedenle gitmeden önce networkünüzü araştırmak, arkadaşlarınızın arkadaşlarını soruşturmak, Facebook, Linkedin kontaklarınıza göz atmak çok faydalı. Sizden önce orada olanlar birçok şeyi deneyimlediler ve hatalar yaptılar. Size bazı konularda yardım edebilirler. Benim iş iznimi almamda en büyük etken arkadaşlarımın bana verdiği tavsiyeler olmuştu. Aile dostlarınızı ve onların tanıdıklarını da soruşturun, yani çemberi genişleterek geniş bir arama yapmayı unutmayın. Aileniz "Mehmet Amcanın yeğeni orda okuyordu" dediğinde duymazdan gelmeyin.

5. Gittiğiniz yere yabancı kalmayın:

Yıllar içinde sıklıkla gördüğüm birşey, özellikle İtalya'da, "Ben İngilizce okuyorum üstelik çok dersim var zamanım yok" diyerek, bulunduğu yerin dilini öğrenmeden, yerel dostluklar edinmeden, geri dönen kişiler. Bu kişiler genellikle iş bulamamaktan da yakınırlar ama bu durumda yakınmak anlamsızdır. Eğer ana dili İngilizce olmayan bir ülkede eğitim alma planınız varsa (özellikle İtalya, Fransa, İspanya...) bu ülkelerin kültürüne adapte olmak ve iş bulabilmek için dillerini öğrenmeniz çok önemli. "Herkes İngilizce konuşuyordu" ilk iş görüşmenizde bir mazeret olarak işe yaramaz.Gözlemlediğim kadarıyla Avrupa'da, özellikle moda sektöründe, okul seçimi herkesin gittiği okula gitmeyi seçerek yapılıyor. Oysa ki profesyonel kariyere yönelik eğitim  seçimlerinde sürüyü takip etmektense kendi yolunu tasarlamak/yaratmak daha verimli olabilir.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Devamını Okuyun
Eğitim, Moda Okulları Eğitim, Moda Okulları

Moda Tasarımına Giriş Yetenek Sınavı Hakkında Merak Ettikleriniz

[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Üniversitede moda tasarımı okumak isteyen bir öğrencinin hazırlık aşamasında en çok kafasına takılan konudur yetenek sınavı. Nasıl başvurulur, neleri kapsar gibi hem çok yanıtlanmayan hem de kişiyi tedirgin eden soruları tüm adaylar hazırlanma sürecinde mutlaka kendilerine sormuşlardır.Türkiye'de birçok üniversitenin moda tasarım bölümü öğrencilerini YGS sınavının sonrası yetenek sınavı ile kabul ediyor. Üniversite giriş sınavı sonrası başlayan bu süreçte her üniversite kendi sınavını uygulasa ve bunlar farklılıklar gösterse de yetenek sınavlarının işleyişi büyük ölçüde benzerlik göstermekte. Yetenek sınavı hazırlık kılavuzu örneği için tıklayın.Başvuru sürecinizden, sınavın farklı aşamalarına kadar moda tasarımı yetenek sınavıyla ilgili bu çok merak edilen süreci şöyle özetleyebiliriz.

Başvuru Süreci

Yetenek sınavlarına girmek isteyen adayların ilk yapması gereken üniversite giriş sınavı sonrasında okulların internet sitelerini düzenli takip ederek ve okullara telefon ederek sınavların günlerini öğrenmek. Yetenek sınavlarına kayıt yaptırabilmek için okulların ön koşulu YGS sonuç belgeniz ve vesikalık fotoğrafları hazır bulundurmak.Bazı okullar sınava kayıt için cüzzi bir miktarda ön kayıt ücreti de alıyorlar. Birçok okulun ön kaydı internet üzerinden yapılmakta ama yine de başvurmak istediğiniz her okulu araştırmanız gerekiyor.Her üniversitenin kendi sınavı olduğu için, farklı okulların sınavları da kendi içlerinde farklılık gösteriyor; o yüzden tüm sınavları bir saymak mümkün değil. Moda tasarım bölümü için yetenek sınavı genelde iki ve bazı okullarda da üç aşamadan oluşuyor. 

İlk Aşama Çizim

Yetenek sınavının ilk aşaması olan çizim kısmında amaç öğrencinin algısı, görsel yeteneği ve yaratıcılığını test etmektir.  Bazı üniversitelerde çizim kısmı iki aşamalı olarak yapılır. Örneğin ilk kısımda sizden karakalem bir model veya objeyi resmetmenizi isterken ikinci kısmında ise hayalinizden bir çizim yapmanızı isteyebilirler. Bazı okullarda ise sadece bir aşamalı olarak yapılır. İstenilen kompozisyonlar ve tekniklerin okuldan okula farklılık göstermesi çok normaldir.Çizim sınavında bazı okullar malzemeleri öğrencilere temin ederken, bazıları ise öğrencilerin getirmesini ister. Sınava gireceğiniz okulda hangisi olduğunu mutlaka önceden araştırın. Çizim sınavında öğrenciler teknik, estetik, yaratıcılık, kompozisyon, perspektif ve oran-orantı gibi kriterler üzerinden puanlanırlar. 

Mülakat

Birçok okulda çizim sınavının ertesinde bir sözlü mülakat olur. Mülakat öğrencinin kendini bölümdeki hocalara tanıttığı, neden bu bölümü okumak istediği, tasarım ve sanata olan ilgisini anlattığı, ilham kaynaklarından bahsettiği ve kendi sanatsal geçmişi ve bu bölüme neler katabileceği gibi konulardan bahsettiği bir süreçtir.Mülakatta bölüm başkanı, okuldaki bir kaç hoca ve bazı durumlarda dekan bile girebilir. Bu aşamadaki asıl amaç öğrenciyi tanıyıp, okumak istediği branşa ne kadar ilgisi olup olmadığını anlamaktır.  Mülakat aşamasındaki en önemli ipucu açık sözlü olmak ve kendinizi iyi ifade etmektir, kafanızda sorular varsa karşınızdakine sormaktan çekinmeyin.

Portfolyo

Portfolyo süreciBazı okullar mülakat sırasında öğrencilerden daha önceden hazırlamış oldukları bir portfolyo da görmek isterler. Kimi okullarda ise portfolyo mülakat sırasında değil ama öncesi veya sonrasında başka bir eleme kriteri olarak okula teslim edilir.  Portfolyoda öğrencinin sadece modaya değil aynı zamanda sanat ve tasarıma bakış açısına bakılır. Öğrencinin çizim kabiliyetinin yanı sıra yaratıcılığı, bir fikri alıp geliştirebildiğini görmek, farklı malzemeleri ve teknikleri bir arada kullanabildiğini görmek aranılan özellikler arasındadır.yetenek sınavıTıpkı çizim sınavında olduğu gibi portfolyoda da aranılan kriterler  okuldan okula farklılık gösteriyor. Okullara başvurunuzu yapmadan önce tek tek ilgilendiğiniz tüm okulları arayarak portfolyoda özellikle istedikleri bir çalışma var mı ve yaklaşık kaç parça istediklerini öğrenmeniz gerekiyor.  Portfolyo kısmı çoğu zaman mülakkatla birlikte olsa da bazı okullar mülakat sonrası portfolyonuzu bir portfolyo dosyası içinde toplamanızı ister. Her parçanızın tek tek etiketlenmiş ve adınıza imzalanmış olduğunu kontrol ettikten sonra okula değerlendirmeleri için bırakmanız gerekebilir. Portfolyo değerlendirme süreçlerinde genelde işlerinizi bıraktığınız günün akşamı geri alırsınız. Tıpkı portfolyodaki işlerinizin kalitesi kadar sunumunuz da önemli. Düzenli ve özenilmiş bir sunum sizi bir sıfır önde başlatacaktır.Yetenek sınavlarına hazırlanmak için birçok şehirde kurslar ve atölyeler bulunmakta.  Sınava hazırlanırken pek çok adayın yaptığı en büyük yanlış kendini sadece çizim ve moda alanında geliştirmenin yeterli olacağını sanmak. Belki kısa vadede bu geçerli olabilir ama okul yıllarınızda kendinizi sanat ve tasarımın farklı branşlarında geliştirmek hem çalışmalarınızda hem de ilerki iş hayatınızda sizi öne çıkaracaktır.

  •  Türkiye'de moda tasarım bölümü olan üniversiteleri okumak için tıklayınız. 
  • Türkiye'deki moda tasarım kurslarına bakmak için tıklayınız.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Devamını Okuyun

İl İl Türkiye'nin Moda Tasarım Kursları

Türkiye'de bulunan moda tasarımı kurslarını modakariyeri.com'da listeledik

Devamını Okuyun
Eğitim, Moda Okulları Eğitim, Moda Okulları

En İyi Moda Okullarına Kabul Edilmek İçin Öneriler

Avrupa ve Amerikadaki öğrenciler üniversite başvurularını tamamlarken BoF (Business of Fashion) sektörün önde gelen moda okulu eğitmenlerine okullara başvuran öğrencilerde neler aradıklarını sordu. 

[su_spacer size="30"]Avrupa ve Amerikadaki öğrenciler üniversite başvurularını tamamlarken BoF (Business of Fashion) sektörün önde gelen moda okulu eğitmenlerine moda okullarına kabul edilmek için başvuru yapan öğrencilerde neler aradıklarını sordu. Moda eğitimi almak hiç bu kadar moda olmamıştı. Endüstrinin popülaritesi arttıkça moda ile ilgili derslere katılmak için başvuran öğrenci sayısı da her geçen gün artıyor ve rekabet git gide kızışıyor. « Bugünlerde bu derslerde yer almak için başvuran o kadar fazla insan var ki, 20 sene önce olsa kabul edeceğim insanların neredeyse üçte birini reddetmek durumunda kalıyorum. » diyor Londra’nın en prestijli okulu Central Saint Martins’in müdürü Willie Walters.Moda eğitimi sektörü, bu artan talebi karşılamak için içlerinde ünlü enstitülerin de bulunduğu devlet okullarının yeni dersler açıp kontenjanlarını arttırmaları ile hatrı sayılır derecede büyümüş olsa da, devlet tarafından dikte edilen kotalar ve fon sıkıntıları yüzünden sektör hala oldukça kısıtlı imkanlara sahip. Bu nedenle seçilmiş bir okulda yerinizi garantilemek gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Adaylar, kabul alması en zor bölümler için onbinlerce uluslararası başvuru arasından öne çıkmak zorundalar. Yine de bu kıyasıya rekabet göz önünde bulundurulduğunda röportaj yapılan tüm eğitmenler, başvuru yapan öğrencilerin istenilen kriterler doğrultusunda yeteri kadar iyi hazırlanmadıklarından şikayetçi.Başarılı olmak için, çoğu Instagram kuşağı çocuğu olan adaylar dijital devrim gerçekleşmeden önce eğitimini tamamlamış bir jüriyi etkilemek zorundalar. Ama eğitmenlerin büyük bölümü yeni medya araçlarının, dijital yaratıcılığın ve deyim yerindeyse nevi şahsına münhasır bir tarzın göz ardı edilmekten çok teşvik edilmesi gerektiğini savunuyor.BoF 2017 girişli öğrencileri seçecek kadroda bulunan ve bölümleri en çok başvuru alan bölüm başkanlarından tavsiyelerini paylaşmalarını istedi.

« ÇOK ÇALIŞIN, ÖZGÜN OLUN » 

Willie Walters, Lisans Eğitimleri Direktörü, Central Saint Martins

« ÇALIŞMALARINIZI SOSYAL VE POLİTİK ARAŞTIRMALARINIZA BAĞLAYIN »

Fiona Dieffenbacher,  Güzel Sanatlar Moda Tasarım Bölümü Direktörü, Parsons The New School of Fashion.

Öne çıkan adaylar hem çalışmalarının karakteriyle hem de başvurularının yazılı ve akademik özellikleri ile söyleyecek özel birşeyleri olduğunu anlatmayı başaranlar oluyor. Öğrenciler sanat ve tasarım alanlarında lise yıllarından beri süre gelen tutkularını ispat ederek kendilerini gösterebilirler. Edindikleri akademik bilgiler, katıldıkları müfredat dışı aktiviteler, yaz okulları, hafta sonu programları ve ilgi alanları ile alakalı stajları bu konuda dikkat çeken noktalar. Adayların aynı zamanda toplumdaki yerlerini nasıl tanımladıkları ve bunu nasıl anlattıkları da oldukça önemli. Yeni gelen öğrenciler için yaratıcı süreçlerini ve kavramsal düşünme yeteneklerini görebileceğimiz çok yönlü bir portfolyo görmek istiyoruz.Öğrencilerden istediğimiz yazılı belgeler ise kendilerini bize daha iyi anlatmaları ve Parsons için neden iyi bir aday olduklarını kanıtlamaları için bir şans. Onları bu fırsattan olabildiğince faydalanmaları için cesaretlendiriyoruz. Bu sayede sadece çalışmaları hakkında konuşma fırsatını değil aynı zamanda bu çalışmayı uygun ifadeler kullanarak bir konseptin içine oturtma fırsatını da buluyorlar. Bizi en çok etkileyen adaylar çalışmalarını olgun bir şekilde ve güzel bir dille etkilendikleri sosyal, ekonomik, politik, kültürel ve tarihsel olaylara bağlayarak anlatma becerisine sahip olanlar. Bahsettiğimiz bu özelliği üniversite seviyesindeki sanatçılar ve tasarımcılarda bile bulunması zor, bu nedenle yeni başvuran birinde bu ışığı görmek adayı hemen diğerlerinden ayırıyor.

« FİKİRLERİNİZİN NASIL GELİŞTİĞİNİ GÖSTERİN »

Elinor Renfrew, Moda Bölümü Dekanı, Kingston Üniversitesi

100 kişilik kontenjanımız için 1.000 başvuru alıyoruz. Adaylar kesinlikle bir temel ders almış olmalılar. Bu bizim ilk kriterimiz. Ardından online olarak filtrelemeye başlıyoruz. Bu aşamada bize gönderdikleri portfolyoları inceliyoruz, bunun ardından kimi mülakata çağıracağıma karar vermek çok da zor olmuyor. Bir adayın çizim defterine baktığınızda fikrin gelişmesine etki eden düşünme aşamasını görebilmelisiniz. Bu, ne önünüze gelen son çizimle ne de ilk karalamayla anlaşılabilir. Çalışmaları üzerinde değişiklikler yapmaları iyi - aslında hata yaptıklarını gösteren herşey önemli. Bazen onların yaratıp sonra üzerini çizdikleri bir şeyi arıyor olabiliyoruz. Böyle işler mükemmel bir özenle ve çok düz hazırlanmış bir portfolyodan daha enteresan.Ülke dışından gelen adaylarla durum çok daha zor çünkü kabul sürecini mülakatlar olmadan yapmak zorundasınız. Normalde 350 civarı öğrenci davet ediyoruz. Tüm adayları tek tek mülakata almak için yeterli zamanımız olmadığından grup görüşmeleri düzenliyoruz ve bu sistem uzun zamandır sorunsuz bir şekilde çalışıyor. Adaylarımızın nasıl göründükleriyle pek ilgilenmiyoruz. Benim için önemli olan kibar, profesyonel ve öğrenmeye açık olmaları. Ne giydiklerinin önemi yok. Bir sonraki kreatif direktör olacaklarsa birşeye bakıp taklit etmek yerine onu sıfırdan yaratmaları gerekiyor.

« SINIRLARI ZORLAYIN »

Frances Corner, Üniversite dekanı, London College of Fashion. 

Öncelikle adayın başvurduğu programı çok iyi araştırmış olması gerekiyor. Ardından baktığımız kriterler; yaratıcı düşünce, iyi araştırma ve analiz kabiliyeti. Adayların onları tetikleyen ve motive eden şeyleri bulmaları, bu motivasyonu geliştirmek için en iyi programın hangisi olduğuna emin olmaları çok önemli. Portfolyolara gelince; her sayfa, her çalışma öğrenci hakkında birşeyler yansıtmalı. Çizim defterleri ve günlükler öğrencilerin bir fikri keşfederken nasıl yollar izlediklerini ve kendilerini nasıl geliştirdiklerini anlamak için çok önemli. Aradığımız şey deney yapmanın, deneme yanılma yöntemiyle birşeyler öğrenmenin önemini anladıklarını gösteren her türlü işaret. Limitlerinizi zorlamak ve kendinize meydan okumak zorundasınız. Bu en az çizim yeteneğiniz kadar önemli.Kendine güvenen ve yeteneklerinin bilincinde olan insanlar arıyoruz. Kendine karşı dürüst olmak da bir o kadar önemli. Bunlar şimdiye kadar zaten hep dikkat edilen özelliklerdi ancak günümüzün rekabetçi ortamında daha da büyük bir önem kazandılar. Bizim onlara söylediklerimiz kadar onların da farklı bakış açıları ile bize söyledikleri ve kattıkları çok önemli. Dünya çapında öncü bir moda enstitüsü olarak kalmayı istiyorsanız bu tarz şeylere dikkat etmelisiniz.

« TUTKUNUZU GÖSTERİN »

Linda Loppa, Stratejik Direktör, Polimoda

Bizim aradığımız şey bir hayali ve fikri olan genç ve meraklı insanlar. 10-15 sene önce « En sevdiğiniz moda tasarımcısı kimdi? » sorusuna Jean Paul Gaultier veya benzeri birinin adını verirlerdi. Ancak şimdi tasarımcı isimlerini ve modanın tarihçesini bilmiyorlar. Bu çağımızın globalleşmesinin bir sonucu ve aslında büyük bir problem de değil. Çoğu aday yeterince hazırlıklı değil. Buraya, gittikleri küçük lisedeki sanat öğretmeninin düşündüğünün tam aksine, aslında hiç de iyi olmayan çizimlerle geliyorlar. Çizim yaptıklarında ışığı ve hacmi algılayabildiklerini görmek zorundayız. Bununla birlikte burada çizim yaparken kullanabilecekleri pek çok teknoloji bulunmakta. Eğer video çekerlerse bunu size gösterebilirler. Hayalleriniz ve ilham kaynaklarınız ne olursa olsun bunları bize göstermeli ve tutkulu olduğunuzu kanıtlamalısınız. Burada 150 kişi içinde yaklaşık 15 farklı milletten gelen adaylardan bahsediyoruz. Oldukça güzel ancak zorlu global bir yarışma, ayrıca bu moda eğitimine özel bir durum. Adayların dikkat etmesi gereken bir diğer konu da işlerinin var olan sisteme çok benzememesi olmalı. Bu gibi durumlarda birkaç sene içinde yanıldığınızı anlıyorsunuz.

« GELECEK NESİL İÇİN MODAYI BAŞTAN YARATIN »

Jennifer Minniti, Moda bölümü başkanı, Pratt Institute

Hassas şekilde düşünebilen, tasarımı kökten kavramış ve konulara zengin bir hayal gücü ile yaklaşabilen öğrenciler arıyoruz. Referanslarını aldığı yerler ve esin kaynakları çok açık seçik veya fazla yüzeysel ise bu kırmızı alarm demek. Genç nesil devamlı maruz kaldığı celebrity akımından ve televizyondan etkilendiğinde çok belli oluyor. Pratt’de el işçiliğini (tekniği), konsepti (sadece fikirden daha fazlası) ve konteksti (sosyal kültürel ve tarihi) vurguluyoruz. Gelen portfolyolarda bunların pırıltısını görmemiz lazım ki birlikte çalışabileceğimizin kararını verebilelim. Teknik yetenekler, sadece bir konsepti keşfetmek ve anlatmak için değil aynı zamanda fikir üretmek için de yeterince değer görmüyor. Bunun hayati derecede önemli olduğunu düşünüyor ve ders programımızı oluştururken bu konulara oldukça dikkat ediyoruz. Sonuç olarak, kendi jenerasyonları için farklı bir moda sistemi düşünmekten korkmayan, güçlü ve kendine has bir yaratıcı süreç ilerletebilecek öğrenciler arıyoruz. Moda global bir olgu, kültürünüzü, değerlerinizi ve zevkinizi masaya koymaktan çekinmemelisiniz.

« MERAKLI, CESUR VE KÜLTÜRLÜ OLUN »

Leah Perez, Moda Bölümü Başkanı, Shenkar College of Engineering and Design (ISR)

Herşeyden önce başvuran öğrenciler yaratıcı olmalı. Çok meraklı, cesur ve kültürlü olmak zorundalar. Benim aradığım şey kararlı ve hırslı insanlar ama esnek bir yapıya da sahip olmalılar. İçinde bulunduğumuz endüstri oldukça global olduğundan, insanlar her duruma ve mekana ayak uydurabilir ve grup çalışmasına açık olmalı. Örneğin fotoğrafçılık konusunda istekliyseniz bir sürü fotoğraf çekin ve bana bu konuda tutkulu olduğunuzu gösterin. Çizim yapmayı seviyorsanız, bana çizim yapabilmek için bulduğunuz zamanı nasıl değerlendirdiğinizi çizim defterlerinizle gösterin. Bence adayların yaptıkları en büyük hata tasarım sürecini anlamamaları ya da bu konuya yeterince önem vermemeleri.

« BEYNİNİZİN İKİ YANINI DA KULLANIN »

Christine Walter Bonini, ESMOD Uluslararası Genel Müdürü

Global olarak rekabet devamlı artıyor ve her sene dünyanın bir sürü yerinden yüzlerce başvuru alıyoruz. Meraklı, açık fikirli ve motivasyonu yüksek insanlar arıyoruz. Burada dersler oldukça yoğun ve büyük oranda zaman, enerji ve sabır gerektiriyor. Öğrencilerin beyinlerinin her iki tarafını da kullanabilmeleri, aynı zamanda hem rasyonel düşünüp hem renkli bir hayal gücüne sahip olmaları, derslerde başarılı olmaları açısından çok önemli.Başvuru prosedürümüz birkaç adımdan oluşuyor. Başvuru belgelerini (özgeçmiş, niyet mektubu, okul transkriptleri) dikkatle inceledikten sonra, adaylardan yaratıcı bir portfolyo hazırlamalarını talep ediyoruz. Birebir mülakatlara başlamadan önce öğrenci ile ilgili alabileceğimiz en detaylı bilgiyi alabilmek, onları daha iyi tanıyabilmek ve estetik algılarını keşfedebilmek istiyoruz. Portfolyolarında bize kişisel dünyalarını yaratıcı bir şekilde tanıtmaları gerekiyor. Tasarımcılar, kitaplar, mağazalar, filmler veya tarihi olaylar gibi onlara ilham veren şeyleri kullanabilirler. Tüm bunları nasıl bir araya getirecekleri konusunda tamamen özgürler. Bir kitap, video, çizim defteri veya kolaj sunabilirler. Öğrencilere tavsiyem; tecrübelerini, katıldıkları aktiviteleri, deneyimlerini, hayallerini, ve onlara ilham veren şeyleri anlatarak bize kendilerini en iyi şekilde tanıtmaları. Bizim gözümüzde öğrencinin yaptığı sunum ve konuya olan ilgisi, teknik bilgisinden daha önemli. Profesyonel hayatta da olduğu gibi, günlük çalışma sizi başarıya götüren en önemli etken. Listenin başında yer almak için öğrenciler günlük öğrenme ve çalışma rutinlerinden keyif almalı ve motive olabilmeliler.

Devamını Okuyun
Moda Okulları Moda Okulları

Moda Okullarında Hayatta Kalmak İçin Öneriler

[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]

Kendinize İlham Verecek Kişisel Kütüphanenizi Oluşturmaya Başlayın

Kitaplar fikir almak için eşsiz kaynaklardır. Evinizde size ilham verecek kendi kitaplığınızı kurmaya başlamak, size istediğiniz saatte fikirlerden faydalanma olanağı sunar. Kendi koleksiyonunuzu yapmaya başlamak size ilk başta pahalı gibi görünürse, 2. el kitapları çok uygun fiyatlara bulabileceğiniz sahaf ve internet sitelerinden yararlanabilirsiniz.

Sunum Yapmayı Arkadaşlarınızla Pratik Yapın

Sunum yaparken çoğu kişi kendini gergin hisseder, bunu yenmek ve kendinizi hazırlamak için okul sunumlarınızdan önce mutlaka arkadaşlarınıza sunum yapın.

Yakınınızdaki Vintage ve İkinci El Mağazaları Tanıyın

Vintage mağazalar araştırma ve ilham almak için harika yerlerdir. Geçmişte kumaşın, dikişin, işlemelerin ve silüetlerin nasıl kullanıldığını yakından keşfetmek gerçekten size çok şey katar.

Eleştiriyi Kişisel Algılamayın. Yapıcı Eleştiriler Sizin Gelişmeniz İçindir

Moda endüstrisi olumsuz eleştirilere takılı kalmamanız gereken bir yerdir. Bu endüstride çalışmak istiyorsanız üzüldüğünüzü, kırıldığınızı belli etmemeniz ve eleştiriyi nasıl işinizi geliştirmeye uyarlayabileceğinizi öğrenmeniz gerekir. Unutmayın, eleştirinin amacı yaptığınız işi geliştirmektir.

Kalıplarınıza Dikiş Payı Eklemeyi Unutmayın

Dikiş payını daha kalıbın ilk aşamasında ekleyin, kumaşı kesmeden tebeşirle eklemek yerine çok daha pratikolacaktır.

 Çalışmalarınızı ortada bırakmayın

Moda bölümleri/ moda okulları rekabetin yüksek olduğu yerler ve her ne kadar sınıf arkadaşlarınızla çok iyi anlaşsanız da yaptığınız çalışmaları siz yokken ortada bırakıp gitmeyin, döndüğünüzde bıraktığınız yerde olmayabilir.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Devamını Okuyun
Moda Okulları Moda Okulları

Moda Okulumu Nasıl Seçtim?

Bir okul sizi değiştirmelidir.  Bu değişim kariyerinizi tasarlarken sizi bir adım öteye götürmelidir. 

 

[su_spacer]Moda sektörüne giriş yaptığım dönemi anlattığım ilk yazımdan sonra sıra 2004 senesinde master için gideceğim okula karar verme sürecime geldi.Birçok kişinin yaptığı gibi ben de önce internetten araştırma yaptım. Ardından arkadaşlarıma moda okuyan tanıdıkları var mı diye sordum. 2004 yılında Türkiye'de moda okumak çok konuşulan bir konu değildi. İtalya'da okumak istiyordum ve moda yönetimi konusunda iki okul benim için öne çıkmıştı: Bocconi ve Polimoda. İlk iş olarak ikisine de başvurdum.

“Tasarım karar almak değilse nedir? ” Henry Petroski

Ardından uçağa atlayıp okuyacağım okulları yerinde görmek ve havayı koklamak istedim. Önce Milano'ya ardından da Floransa'ya gittim. İki okulu da gezip öğrenciymişim gibi hissetmeye çalıştım. Kendime şu soruları sordum:

  1. Hangi okulun atmosferi, ders içeriği ve öğrenci profili beni geliştirir, değiştirir ve yapmak istediğim işe başlamam için gerçek bir değer yaratır?
  2. Hangi okulda eğlenirim (okul aynı zamanda eğlenceli de olmalı, o günler geri gelmiyor)

Bir okul sadece ders içeriği ile değil aynı zamanda bulunduğu şehir, öğrenci seçimi ve öğretim metodolojisi ile de değerlendirilmelidir. Hiçbir öğrenci tek başına öğrenmez, öğrenemez. Eğitim bir grubun beraber değer yaratması ile mümkündür, bu nedenle sizi besleyeceğine inandığınız atmosferi bulmadan araştırmanızı sonlandırmayın.Bir okul ayrıca sizi değiştirmelidir. Bu değişim kariyerinizi tasarlarken sizi bir adım ileri götürmelidir.Ben Polimoda'da okumaya karar verdim. Neden mi? Öncelikle SDA Bocconi Moda yönetimi bölümünün ders içeriği MBA ders içeriğine çok yakındı ve ben zaten İşletme okuduğum için bunun doğru seçim olmadığını düşündüm. Polimoda'nın  kapısından girdiğim andan itibaren kendimi o ortamla bütünleşmiş hissettim. Koridorları podyum, sınıfları atölye olmuş bir okuldu Polimoda. Ben tam da buna hasrettim. Ayrıca Polimoda hem daha kısa sürüyor hem de zorunlu staj yaptırıyordu. Floransa'da tekstil ve moda sektörüyle işbirliği içinde olduğu için daha çok fırsat sunabileceğini düşünmüştüm. Bu durumun iş hayatına geçişte bana destek olacağını öngördüm, ve gerçekten de oldu.Ekim 2004'de Polimoda'da "Master in fashion marketing and merchandising" bölümüne girdim ve Mayıs 2004'de mezun oldum. Mezun olmamız için gereken stajı bulmakta okul bize destek olmuştu. Toplamda üç görüşmenin ardından iki staj teklifi geldi. Bir tanesi görsel düzenleme üzerineydi diğeri de mağaza yönetimi üzerine La Rinascente Milano'daydı. İki şirket de Vakko ismini tanıdıkları için şanslıydım, tecrübemi değerlendirmek istemişlerdi.Okul seçiminin çok önemli olduğunu kariyerim ilerledikçe farkettim. Hiçbir zaman sektöre yabancı kalmadım, staj ardından hemen iş buldum ve okul arkadaşlarımın büyük kısmı çok iyi yerlere geldiler. Yıllar içinde birbirimize destek olacağımız bir network oluşturduk. 2014 Ekim'inde, 11 sene sonra Polimoda'ya misafir hoca olarak gittiğimde  o günlere döndüm, tecrübemi paylaşmak çok keyifliydi.Sizin seçiminiz de tamamen kişisel olacaktır. Okul seçiminizi "Şu sirket en çok bunun mezunlarını işe alıyor" diyerek yapmayın, bunu göz önüne alın ama kararınızı buna bağlamayın.Bu yazının amacı bir okulu öne çıkarmak değil daha çok kişisel tercihimi etkileyen kriterleri paylaşmaktı. Siz de kriterlerinizi belirleyin.Özetle tavsiyelerim şunlar:

  1. Okul seçimini sadece ders içeriğine bakarak yapmayın. Öğretmen kadrosunun sektöre yakınlığı, eski ve yeni öğrenci profili ve girdikleri işler ayrıca bulunduğu şehir ve şehrin moda ile ilişkisi çok önemli.
  2. Hemen okula başlamak zorunda değilsiniz, tecrübe ile başlamak her zaman daha iyidir. Doğru okul ve doğru zaman olması önemli.
  3. Master eğitimi meslek seçimi ile doğrudan ilgilidir. Sizi sektöre sadece hazırlamakla kalmayacak aynı zamanda yolunuzu yapmanıza yardım edecek okulu bulun. Bu eski öğrenciler vasıtasıyla da olabilir (Mezun birlikleri var mı mutlaka kontrol edin)
  4. Okula kaydolmadan önce gidip gezin ve çekinmeden öğrencilerden birini durdurup "Okuldan memnun musun?" diye sorun. Bunu yapamazsanız Linkedin'de ya da tanıdıklarınız aracılığıyla referans bulmaktan kesinlikle çekinmeyin.
  5. İş bulmak için mezun olmayı beklemeyin. Sektöre hazırlanıyorsanız, okulla birlikte hazırlığınız başlamış demektir. CV göndermeye hemen başlayın, okuldaki sektör temsilcilerine kendinizi tanıtın. Aklınız hala karışıksa zamanınızı herkesle sohbet edip bilgi edinerek geçirin. Sosyalleşin.
  6. Yurtdışında iseniz, ben burda iş bulamam nasıl olsa diyerek kendi kendinize cesaretinizi kırmayın. Savaşın.
  7. Eğlenin!

Sorularınız veya yorumlarınız için asli@modakariyeri.com adresine email atabilirsiniz.

Devamını Okuyun