Koltuğunuzda Otururken Ziyaret Edebileceğiniz 7 Moda Sergisi
Her sene dünyanın dört bir yanında önemli müzelerde açılan moda sergilerinin haberini alır ve seyahat etme isteğiyle yanıp tutuşuruz. Pandeminin başlangıcının ardından tüm dünyada müzelerin kapılarını kapatmasıyla, bu heyecanımız kursağımızda kaldı ama imdadımıza dijitalleşme ve Google yetişti. Evlerimizde kalmaya devam ettiğimiz bu dönemde sadece tıklayarak müze gezmiş kadar olacağımız çevrim içi kaynakların sayısı oldukça fazla. İşte koltuğunuzda otururken ziyaret edebileceğiniz 7 moda sergisini sizin için listeledik.
Valentino Garavani Müzesi
Valentino Garavani, dijital sergi düzenlemek konusunda gerçek bir öncü, nitekim ilk dijital müzesini 9 yıl önce hayata geçirmiş. Bu müze hala ziyarete açık, sitenin adresine tıkladığınızda sizden bir form doldurmanız ve bir uygulama indirmeniz bekleniyor. Ardından 60'lı yıllardan bugüne uzanan zengin bir arşivi evinizin konforunda keşfetmeniz mümkün.https://www.youtube.com/watch?v=MT0BWeLpe78&t=4sValentino Garavani Müzesi için tıklayın.
Fondazione Gianfranco Ferré
Ünlü İtalyan tasarımcı Gianfranco Ferré'nin markası artık moda dünyasında yer almıyor ama ismi kendi adıyla kurulan dernek tarafından yaşatılıyor. Aslen mimar olan Ferré, mimari geçmişini moda estetiğine de yansıtarak özellikle heykelsi beyaz gömlekleriyle öne çıkmıştı. Gianfranco Ferré ayrıca 1989 yılında Christian Dior'un kreatif direktörü oldu ve uzun yıllar kendi markası ve Dior'u bir arada devam ettirdi. Gianfranco Ferré'nin arşivi, ilham kaynakları ve tasarımları şimdi Google Arts & Culture'da meraklıklarına açık tutuluyor. Mobil uygulamaları kullanarak giysileri artırılmış gerçeklikle görmeniz de mümkün.Gianfranco Ferré'nin dünyasını keşfe çıkmak için buraya tıklayın.[su_spacer]
Bellissima: Italy and High Fashion 1945 - 1968
Italyan modasının 20 yıllık tarihini anlatan Bellissima: Italy and High Fashion, Roma'nın ünlü MAXXI müzesinde 2014 yılında sergilenmişti. Sergi İtalyan modasının şekillenmesinde ve Made in Italy'nin öne çıkmasında rol oynayan ünlü italyan modacılardan seçkiler sunuyor. Bu isimlerin arasında Emilio Schuberth, Sorelle Fontana, Roberto Capucci, Mila Schön, Fendi, Pucci ve Valentino da var. Sergi, sinema, günlük giyim, kokteyl, egzotizm gibi bölümlere ayrılmış.Sergiyi çevrimiçi gezmek için buraya tıklayın.[su_spacer]
Christian Dior: Designer of Dreams
İlk olarak 2017 yılında Paris'te Musée des Arts Décoratifs del Louvre'da sergilenen Christian Dior: Designer of dreams sergisi, 2019 yılında da Londra'da Victoria & Albert Müzesinde sergilendi ve ziyaret rekorları kırdı. Şimdi bu sergi Youtube'da herkese açık!Moda meraklıları, sergi küratörleri Florence Müller and Olivier Gabet eşliğinde sergiyi kahvelerini yudumlarken ziyaret edebilir.https://www.youtube.com/watch?v=FLWDWzMrkBE&feature=emb_logo
[su_spacer]
The Crown & Queen's Gambit
Netflix'de kostüm tasarımlarıyla öne çıkan iki dizi The Crown ve Queen's Gambit'i merakla izlediyseniz size çok iyi bir haberimiz var. Bu dizilerin kostüm tasarımcıları Amy Roberts ve Gabriele Binder'in seçtikleri giysiler ve objeler, Brooklyn Müzesi tarafından çevrimiçi ziyarete açılmış. Müzenin moda küratörü Matthew Yokobosky ise izleyicilere kendi sesiyle eşlik ediyor.Siteye girince dizi seçiminizi yapıyorsunuz ve sırasıyla seçilmiş giysilerin detaylarına tıklıyor ve üç boyutlu fotoğraflarına bakıyorsunuz. Hatta giysilere tıkladığınızda her birinin hikayesini röportaj kısmında dinlemeniz mümkün. Burdan sonrasının sürprizini bozmayalım, tıklayın ve yaşayın.[su_spacer]
The Corset: Fashioning The Body
2000 yılında, küratörlüğünü ünlü moda tarihçisi Valerie Steele'in üstlendiği The Corset: Fashioning The Body sergisi Fashion Institute of Technology (FIT) New York müzesinde açıldı. Korse ve büstiyerlerin önce ihtiyaç, belki sosyal dayatma, ardından da moda parçası olarak kadınların hayatındaki önemli yerini anlatan sergi, Rönesans döneminden 20. yüzyıla kadar uzanan bir dönemi yansıtan seçkisini şimdi çevrimiçi ziyarete açtı. Sergiyi Google Arts & Culture'da buraya tıklayarak gezebilirsiniz.[su_spacer]
Rei Kawakubo/Comme des Garçons: Art of the In-Between
Son olarak, Japon tasarım ekolünü sevenlerin kaçırmaması gereken bir sergiden bahsetmek istiyoruz: Rei Kawakubo: Art of the in-between. Comme des Garçons'un tasarımcısı Rei Kawakubo kendi modasını ve estetiğini yaratan, moda tasarımı okumadığı için kalıplara girmeden özgürce yaratmayı da kendi imzası haline getirmiş bir tasarımcı. Kawakubo'nun koleksiyonları standartlaşmış güzellik tanımlarına ve beklentilerine baş kaldıran, her daim mesaj taşıyan ama kendini de çok ciddiye almayan koleksiyonlar. MET müzesinde 2017 senesinde yer alan bu sergi şimdi Google Arts & Culture'da ziyarete açık. Haydi tıklayın ve keşfe başlayın.https://www.youtube.com/watch?v=60yGE64Xzs4[su_spacer]Bu yazıda İtalyanca bir kaynak kullanılmıştır. Okumak için tıklayın Bu yazıyı sevdiysen aşağıdaki yazılar da ilgini çekecektir:https://modakariyeri.astrodijitaldemo.com/farkli-bir-gianfranco-ferre/https://modakariyeri.astrodijitaldemo.com/victoria-albert-muze-moda/https://modakariyeri.astrodijitaldemo.com/christian-dior-hayallerin-tasarimcisi/
Instagramda Moda Öğrencilerinin Mutlaka Takip Etmesi Gereken 13 İllüstratör
1. @ahvero
Özellikle dijital çizim konusunda bir çok farklı çalışmayla iyi örnek olabilecek hesaplardan biri ile başlıyoruz.
2. @studiofantasma
Tarzını ve ifade ediş biçimini çok sevdiğim bir hesap. Çizimde özgün bir üslubu olanlardan. İlham almak için takip edilmeli.
3. @oxanagoralczyk


4. @birdyandme
Ağarlıklı olarak floral desen çalışmaları içeriyor. Tekniği ve kompozisyon yeteneği oldukça başarılı. Baskı desen için olmazsa olmazımız!
5. @_connielim_


6. @karenm.illustration
Suluboyanın böylesine güçlü bir ifade aracı olduğunun farkında mıydık? Gördüğünüz işler karşısında “bunu mutlaka denemeliyim” demeniz muhtemel. Malzemeyi kullanış ve yorumlama biçimi çok cezbedici. Ayrıca çektiği videolarla da aşamaları görmek mümkün.
7. @sonia_shao


8. @kellymariebeeman
Alışık olduğumuz tarzların dışında bir tavıra sahip. İllüstrasyonlara fikir vermesinin yanı sıra baskı desen uyarlamalarına ilham olması da mümkün.
9. @nam.felixchen


Genç Moda Tasarımcıları İçin Tasarım Yarışmaları
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]
Genç bir moda tasarımcısıysanız heyecanla ilk koleksiyonlarınızı çıkarırken aynı zamanda birçok zorlukla karşılaşıyorsunuz demektir. Zorlukların en başta gelenleri arasında; maddi sıkıntılar, doğru desteği/danışmanlığı bulamamak ve basında kendini gösterememek var. Bu tip problemler yüzünden genç yetenekler bazen umutlarını yitirip sektörde yer edinemiyor. Bunun önüne geçmek için dünyada pek çok organizasyon moda tasarım yarışmaları düzenleyerek genç yeteneklere destek oluyor ve fark edilmelerini sağlıyor. Bu yazıda dünyada popüler 7 moda tasarım yarışmasını ve katılım şartlarını sizin için derledik. Geriye kolları sıvayıp başvurmak kalıyor!
LVMH Ödülü
Eminiz ki Moda Kariyeri okuyucuları LVMH ödülü hakkında bilgi sahibidirler. Türk basınında son zamanlarda çok gündeme gelen LVMH ödülü, moda tasarımı yarışmalarının en prestijlilerinden ve 2013 yılından beri organize ediliyor. Birbirinden yetenekli tasarımcıların yarıştığı LVMH'in kazananı, para ödülünün yanı sıra LVMH grubunun üst düzey yöneticileri tarafından verilen 1 yıllık danışmanlıktan faydalanabiliyor. Bazı durumlarda bir genç tasarımcı için doğru yönlendirilme paranın da ötesine geçebiliyor. Yarışma iki farklı kategoride düzenleniyor. Tasarımcı kategorisinden katılmak için adayların 40 yaşın altında ve hali hazırda senede minimum 2 koleksiyon üretip satıyor olmaları gerekmekte. Mezun kategorisinde ise adayların o sene mezun oluyor olmaları bekleniyor.LVMH ödülü ile ilgili bilgi almak için tıklayın
International Woolmark Prize
LVMH ödülü ile birlikte moda dünyasının en önemli organizasyonlarından biri de Woolmark Ödülü. Bu ödül Avustralya'nın ünlü merino yününü öne çıkaran bir tasarım yarışması. Jürisindeki isimler de bir hayli ilgi çekici, Victoria Beckham, Edward Enninful, Tim Blanks gibi isimler tarafından değerlendirilmek oldukça stresli olsa gerek. Popüler çoğu yarışmanın aksine Woolmark Prize'ın geçmişi oldukça eski. İlk defa 1953 yılında organize edilen bu yarışma yıllar öncesinde Karl Lagerfeld (1954) ve Yves Saint Laurent'i (1953) de moda dünyasına tanıtmış. Tanıdığımız yeni isimlerden Gabriela Hearst de 2017 yılı kazananı.
Yarışmayı kazanmak genç bir tasarımcı için pek çok avantaj getiriyor. Kazanan tasarımcı, yüklü bir para ödülünün yanı sıra dünyanın en önemli lüks perakendecilerinde koleksiyonunu satabilme şansı ediniyor. Yarışmada aynı zamanda Karl Lagerfeld innovasyon ödülü de veriliyor.Gelelim katılım şartlarına. Adayların en az 3, en fazla 8 yıldır koleksiyonlarını bir perakendeciye satıyor olması aranılan ilk özellik. Kurduğu markanın kar elde ediyor olması ve farklı kumaşları-en çok da Merino yününü koleksiyonunda kullanıyor olması gerekiyor. Woolmark Prize başvuruları kendi sitesinden değil her bölgenin tasarım anlamında yetkin kendi kuruluşları üzerinden alıyor ve bu konuda anlaştığı resmi işbirlikleri var. Detaylı bilgi almak için tıklayın.
CFDA/Vogue Fund
CFDA fonu 2003 yılından beri Amerikan tasarımcılarına destek olmak amacıyla tasarım yarışması ödülleri dağıtıyor. İlk 3' giren tasarımcılar sektördeki önde gelen isimlerden mentörlük almaya hak kazanıyor. Ödülün kazananına 400,000 Dolar, 2. ve 3.'ye ise 150,000 Dolar ödül verilen yarışmada aynı zamanda kazanan tasarımcının çalışmaları Vogue dergisinde yayınlanıyor.
September Issue belgeselini izleyenler Thakoon'un bu yarışma sayesinde Anna Wintour'la tanıştığını, ünlendiğini ve Thakoon for Gap koleksiyonunu hazırladığını hatırlar. Donna Karan'dan yeni ayrılan Public School ayrıca Telfar, Pyer Moss, Alexander Wang de bu yarışmayla ünlenen tasarımcılar arasında.Yarışmanın jüri üyeleri arasında Diane Von Furstenberg, Anna Wintour, Eva Chen ve Joseph Altuzarra gibi isimler var. CFDA/Vogue Fashion Fund ile ilgili bilgi almak için tıklayın.
H&M Design Award
Moda sektörünün bir başka önemli yarışması da H&M Tasarım Ödülü. 2012 yılından beri yaklaşık 4000 genç tasarımcının başvurduğu ve 160 tasarımcının katıldığı yarışma, 17 ülkeden 42 moda okulunun mezunlarına açık. Kazanan, 25.000 Euro para ödülünün yanı sıra H&M'de staj yapma hakkı kazanıyor. Bu paralı staj aynı zamanda Stockholm'de ev kirası ve yaşam masraflarını da kapsıyor. Ayrıca yarışmanın tüm finalistleri 5000 euro ödül kazanıyor.
Yarışmaya katılım için mezun olunması gereken okul listesine ulaşmak için tıklayın.
Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması
Gelelim Türkiye'ye. İTKİB'in 1992 yılından beri organize ettiği Koza Genç Moda Tasarımcılar Yarışması yetenekli genç tasarımcıların keşfedilmesi için Türkiye'de gerçekleştirilen nadir organizasyonlardan. Jürideki isimler ise bir hayli göz doldurucu. Yarışmacılar bugüne kadar Hakan Yıldırım, Barış Çakmakçı, Özgür Masur, Bora Aksu, Ece Sükan ve Gamze Saraçoglu gibi isimler tarafından değerlendirildi. 2020 yılında Koza Yarışmasının 28.si düzenlenecek. Bilgi edinmek için tıklayın[gallery ids="14634,14635,14636"] Yarışmanın birincisi bir sene boyunca yurtdışında moda tasarımı eğitim hakkı, mentorlük ve 1 yıl boyunca Moda Tasarımcıları Derneğine üyelik hakkı kazanıyor. İlk 3'e girenlere para ödülü veriliyor.
International Talent Support
2002 yılından beri yapılan International Talent Support, adı üstünde genç tasarımcılara destek olmak amacıyla başlatılmış bir yarışma. Jüri üyeleri arasında Colin McDowell, Iris Van Herpen, Nicholas Kirkwood, Susie Bubble, Demna Gvasalia gibi önemli isimler var. ITS aynı zamanda 18000 portolyodan oluşan büyük bir arşive sahip.
International Talent Support'da birinci olan tasarımcı 10.000 Euro ödül alıyor. Yarışma, sponsorları sayesinde birden fazla tasarımcıyı ödüllendiyor. Bu sponsorların arasında Illy Caffé ve OTB grubu ve Diesel var.
ITS yeni mezun ve mezun olacak moda, aksesuar ve mücevher tasarımcılarına açık. 2020 yılında yarışma tüm katılımcılarını sorumlu tasarıma davet ediyor, ve sürdürülebilirlik teması ile fark yaratıyor. Tüm katılımcıların koleksiyonlarının üretim safhasındaki sürdürülebilirlik prensiplerini detaylı olarak paylaşmaları bekleniyor.
2020 başvuruları 15 Mart'ta kapanıyor. Detaylı bilgi için tıklayın.
Mittelmoda Moda Ödülü
Tüm dünyadan moda ve aksesuar tasarımı öğrencilerine açık olan uluslarası yarışma Mittelmoda her yıl birçok ödül dağıtıyor.2020 yılında yarışma 23 Eylül'de Milano'da gerçekleşecek. Yeni ödüller ve başvuru koşulları ile ilgili bilgi almak için yarışmanın sitesini takip etmenizi öneririz.
Mutlaka Okumanız Gereken Moda Dergileri
Sosyal medyanın hayatımızı ele geçirdiği bu dönemde belki siz de düzenli olarak dergi takip etmeyi bırakanlardan olabilirsiniz. Fakat dergi okumanın, notlar almanın, yeri geldiğinde size ilham veren sayfayı yanınızda taşımanın yaşattığı hazzı kolay kolay başka bir şeyle değişemezsiniz.İşte bu yüzden sadece fotoğraflarını karıştırıp geçmemenizi tavsiye ettiğimiz, moda sektörüyle ilgilenenlerinlerin okuması gereken 10 dergiyi sıraladık.
Vogue
Moda dergilerinin kutsal kitabı kabul edilen Vogue, kuşkusuz dünyanın en çok bilinen ve en etkili dergisi. Dünyada 22 ülkede çıkarılan Vogue, gerek tarih boyunca moda dünyasına etkisi, gerekse günümüzdeki konumuyla yolu modayla kesişen veya kesişmesini isteyen herkesin okuması gereken dergilerin başında geliyor. Tüm dünyadaki Vogue'lar içinde en etkilileri Amerikan, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Japon Vogue'u gösterilirken, Vogue Türkiye'nin yanında diğer ülkelerin Vogue'larına da göz atmanızı öneririz.
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
Dazed
Eski adıyla Dazed& Confused olarak bilinen Dazed, 1991 yılında Jefferson Hack tarafından kurulmuş bir İngiliz moda, müzik, film ve sanat dergisi. İnternet sitesindeki birbirinden ilginç makalelere her gün bakmadan yapamadığımız Dazed, birbirinden özgün editorial'ları ve asi ruhuyla moda ekosistemine eleştirel bir açıdan yaklaşan ender dergilerden. Yaz başında İst Festival 2016 kapsamında konusmacı olan Jefferson Hack, moda ve dergicilik ile ilgili ilginç görüşlerde bulunmuştu. Bu Festivali okumak için tıklayınız.
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
Nylon
1999 yılında kurulan Amerikan dergisi Nylon'un yer verdiği tek konu moda olmasa da, ağırlıklı olarak modayla bağlantılı içerik oluşturan dergilerden. Dergide müzik, popüler kültür, feminizm gibi konulara da ağırlık veren Nylon her zaman daha alternatif, daha isyankar ve sorgulayan bir bakış açısı izliyor. Nylon dergisi daha çok genç bir kitleye hitap ediyor gibi görünebilir ancak sokak modası, modanın dinamik yüzü ve sınırsızlık üzerine bilgi edinmek isteyen herkes için kapağı kaldırıp okunası bir kaynak.
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
Vestoj
Yılda bir çıkan Vestoj, moda dünyasının en entellektüel dergisidir desek yalan olmaz. Vestoj analitik ve teorik bakış açısıyla moda dünyasında bir konuyu irdelediği sayılarıyla neredeyse bir koleksiyon parçası tadında. Modaya sosyolojik ve felsefi yönden bakan bu dergi London School of Fashion sponsorluğunda çıkıyor. Şu ana kadarki sayıları arasında Moda ve Güç, Yavaşlık, Başarısızlık, Özgünlük gibi konu başlıkları yer alıyor. Vestoj'un 9 numaralı son sayısının başlığı ise "Sermaye".
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
The Gentlewoman
Dergilerin her ne kadar kapakları tarafından yargılanmasını sevmesek de, The Gentlewoman'ı görür görmez eminim hepimizin aklına ne kadar da güzel bir coffee table book olacağı gelir. The Gentlewoman bir coffeetable book'dan çok daha öteye gidiyor; Tilda Swinton, Yoko Ono, Adele gibi isimlerin kapak olduğu dergi, modayı kadınlar perspektifinden ve entellektüel bir açıdan ele alan nadir dergilerden. Kapağındaki güzel görselden çok daha fazlasını sunuyor The Gentlewoman.
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
Love Magazine
Bağımlısı olacağınız bir dergi Love Magazine. İngiltere çıkışlı olan bu dergi moda ve popüler kültüre alternatif ve eğlenceli bir şekilde yaklaşmasıyla dikkatimizi çekiyor. Hafif Nylon magazin etkisi hissettiğiniz dergi eğlenceli, bol renkli ve kaliteli içerikleriyle mutlaka elinizin altında bulundurmanız gerekenlerden.
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
Another Magazine
2001 yılında kurulan Another Magazine sadece yılda 2 kere çıkan bir moda ve kültür dergisi. Another Magazine moda, tasarım ve popüler kültür hakkında derinlemesine yazılmış makaleler bulabileceğiniz bir internet sitesine de sahip. Bu dergiyi sevmemizdeki başlıca sebeplerden biri de hem gündem konularına alternatif bir bakış açısı getirmesi, hem de moda dünyasında çok bahsedilmeyenleri cesur bir şekilde kaleme alması.
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
i-D Magazine
1980'lerde Londra sokak modasına odaklanan bir fanzine olarak doğan i-D dergisi 30 yıldır sadece modanın değil, müzik, sanat, film dünyasının ve tüm yaratıcı sektörlerin nabzını tutuyor. Kendine has özgür duruşu ve genç yetenekleri keşfetmesiyle ünlü bir dergi i-D. Juergen Teller ve Craig McDean kariyerlerine i-D ile başlamış başarılı isimlerden sadece ikisi. Madonna, Kanye West, Raf Simons, Grace Coddington, Karl Lagerfeld, Kate Moss, Naomi Campbell, Selena Gomez, Victoria Beckham gibi isimler de i-D'nin kapağına çıkan bazı ünlüler.Dergiyi keşfetmek için tıklayın.
Self Service
25. yılını 2019'da kutlayan ve 51. sayısını çıkaran Self Service dergisi Paris'te kuruldu. Derginin kurucularından Ezra Petronio o yıllardan bahsederken "Sevdiğim bir dergiyi satın almak için Paris'in en uzak ucuna gitmem gerekirdi. Bilgi hep emek gerektirirdi." diyor. Paolo Roversi ve David Sims gibi isimlerle çalışan, kapağında sayısız ünlü isme yer veren, moda ve popüler kültürü cesur seçimlerle yansıtan bu dergi yılda iki kere çıkıyor. Sitesindeki "Daily obsessions" bölümü ise favorimiz.Dergiyi keşfetmek için tıkla.
Hero
Listeye bir erkek dergisi eklemeden olmaz. Hero Nisan ve Ekim aylarında çıkan bir stil dergisi. Editoryal yanı çok kuvvetli olan Hero, tam bir görsel hikaye anlatıcısı diyebiliriz. İngilizce, Japonca ve Çince basılan Hero, toplam 300 sayfasıyla erkek modasını sevenler için arşivlik bir değer taşıyor.Dergiyi keşfetmek için tıkla. [instagram-feed]
Moda Tasarımına Giriş Yetenek Sınavı Hakkında Merak Ettikleriniz
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Üniversitede moda tasarımı okumak isteyen bir öğrencinin hazırlık aşamasında en çok kafasına takılan konudur yetenek sınavı. Nasıl başvurulur, neleri kapsar gibi hem çok yanıtlanmayan hem de kişiyi tedirgin eden soruları tüm adaylar hazırlanma sürecinde mutlaka kendilerine sormuşlardır.Türkiye'de birçok üniversitenin moda tasarım bölümü öğrencilerini YGS sınavının sonrası yetenek sınavı ile kabul ediyor. Üniversite giriş sınavı sonrası başlayan bu süreçte her üniversite kendi sınavını uygulasa ve bunlar farklılıklar gösterse de yetenek sınavlarının işleyişi büyük ölçüde benzerlik göstermekte. Yetenek sınavı hazırlık kılavuzu örneği için tıklayın.Başvuru sürecinizden, sınavın farklı aşamalarına kadar moda tasarımı yetenek sınavıyla ilgili bu çok merak edilen süreci şöyle özetleyebiliriz.
Başvuru Süreci
Yetenek sınavlarına girmek isteyen adayların ilk yapması gereken üniversite giriş sınavı sonrasında okulların internet sitelerini düzenli takip ederek ve okullara telefon ederek sınavların günlerini öğrenmek. Yetenek sınavlarına kayıt yaptırabilmek için okulların ön koşulu YGS sonuç belgeniz ve vesikalık fotoğrafları hazır bulundurmak.Bazı okullar sınava kayıt için cüzzi bir miktarda ön kayıt ücreti de alıyorlar. Birçok okulun ön kaydı internet üzerinden yapılmakta ama yine de başvurmak istediğiniz her okulu araştırmanız gerekiyor.Her üniversitenin kendi sınavı olduğu için, farklı okulların sınavları da kendi içlerinde farklılık gösteriyor; o yüzden tüm sınavları bir saymak mümkün değil. Moda tasarım bölümü için yetenek sınavı genelde iki ve bazı okullarda da üç aşamadan oluşuyor.
İlk Aşama Çizim
Yetenek sınavının ilk aşaması olan çizim kısmında amaç öğrencinin algısı, görsel yeteneği ve yaratıcılığını test etmektir. Bazı üniversitelerde çizim kısmı iki aşamalı olarak yapılır. Örneğin ilk kısımda sizden karakalem bir model veya objeyi resmetmenizi isterken ikinci kısmında ise hayalinizden bir çizim yapmanızı isteyebilirler. Bazı okullarda ise sadece bir aşamalı olarak yapılır. İstenilen kompozisyonlar ve tekniklerin okuldan okula farklılık göstermesi çok normaldir.Çizim sınavında bazı okullar malzemeleri öğrencilere temin ederken, bazıları ise öğrencilerin getirmesini ister. Sınava gireceğiniz okulda hangisi olduğunu mutlaka önceden araştırın. Çizim sınavında öğrenciler teknik, estetik, yaratıcılık, kompozisyon, perspektif ve oran-orantı gibi kriterler üzerinden puanlanırlar.
Mülakat
Birçok okulda çizim sınavının ertesinde bir sözlü mülakat olur. Mülakat öğrencinin kendini bölümdeki hocalara tanıttığı, neden bu bölümü okumak istediği, tasarım ve sanata olan ilgisini anlattığı, ilham kaynaklarından bahsettiği ve kendi sanatsal geçmişi ve bu bölüme neler katabileceği gibi konulardan bahsettiği bir süreçtir.Mülakatta bölüm başkanı, okuldaki bir kaç hoca ve bazı durumlarda dekan bile girebilir. Bu aşamadaki asıl amaç öğrenciyi tanıyıp, okumak istediği branşa ne kadar ilgisi olup olmadığını anlamaktır. Mülakat aşamasındaki en önemli ipucu açık sözlü olmak ve kendinizi iyi ifade etmektir, kafanızda sorular varsa karşınızdakine sormaktan çekinmeyin.
Portfolyo
Bazı okullar mülakat sırasında öğrencilerden daha önceden hazırlamış oldukları bir portfolyo da görmek isterler. Kimi okullarda ise portfolyo mülakat sırasında değil ama öncesi veya sonrasında başka bir eleme kriteri olarak okula teslim edilir. Portfolyoda öğrencinin sadece modaya değil aynı zamanda sanat ve tasarıma bakış açısına bakılır. Öğrencinin çizim kabiliyetinin yanı sıra yaratıcılığı, bir fikri alıp geliştirebildiğini görmek, farklı malzemeleri ve teknikleri bir arada kullanabildiğini görmek aranılan özellikler arasındadır.
Tıpkı çizim sınavında olduğu gibi portfolyoda da aranılan kriterler okuldan okula farklılık gösteriyor. Okullara başvurunuzu yapmadan önce tek tek ilgilendiğiniz tüm okulları arayarak portfolyoda özellikle istedikleri bir çalışma var mı ve yaklaşık kaç parça istediklerini öğrenmeniz gerekiyor. Portfolyo kısmı çoğu zaman mülakkatla birlikte olsa da bazı okullar mülakat sonrası portfolyonuzu bir portfolyo dosyası içinde toplamanızı ister. Her parçanızın tek tek etiketlenmiş ve adınıza imzalanmış olduğunu kontrol ettikten sonra okula değerlendirmeleri için bırakmanız gerekebilir. Portfolyo değerlendirme süreçlerinde genelde işlerinizi bıraktığınız günün akşamı geri alırsınız. Tıpkı portfolyodaki işlerinizin kalitesi kadar sunumunuz da önemli. Düzenli ve özenilmiş bir sunum sizi bir sıfır önde başlatacaktır.Yetenek sınavlarına hazırlanmak için birçok şehirde kurslar ve atölyeler bulunmakta. Sınava hazırlanırken pek çok adayın yaptığı en büyük yanlış kendini sadece çizim ve moda alanında geliştirmenin yeterli olacağını sanmak. Belki kısa vadede bu geçerli olabilir ama okul yıllarınızda kendinizi sanat ve tasarımın farklı branşlarında geliştirmek hem çalışmalarınızda hem de ilerki iş hayatınızda sizi öne çıkaracaktır.
- Türkiye'de moda tasarım bölümü olan üniversiteleri okumak için tıklayınız.
- Türkiye'deki moda tasarım kurslarına bakmak için tıklayınız.
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]
Pantone: Moda ve Tekstilde Renk Sistemi Ve Kullanımı
[su_spacer size="30"]PANTONE, dünya çapında 100’ü aşkın ülkede grafik tasarım, moda ve tekstil tasarımı, ev tekstili tasarımı, endüstri tasarımı, plastik, boya ve inşaat sektörü gibi pek çok sanayi alanında doğru renk iletişimini sağlayan renk sistemleri tedarikçisidir.
1963 yılında şirketin kurucusu Lawrence Herbert, farklı endüstrilerde kullanılan renklerin doğru renk ve tonlarda sabitlenmesini sağlayan PANTONE® MATCHING SYSTEM‘i yarattı. Bu sistem üretici, tasarımcı, perakendeci ve müşteri arasında doğru renk kodu iletişimini mümkün kılan standart bir renk dilini sağlamaktadır.
Yılın Rengi Ne Anlama Gelir?
Yılın Rengi, küresel kültürümüzde yaşadığımız ruh halini yansıtan sembolik bir renk seçimidir. Pantone her sene yılın rengini ve paletini açıklar.2017 GREENERY / 15-03432018 ULTRA VIOLET / 18-38382019 LIVING CORAL / 16-15462020 CLASSIC BLUE / 19-40522021 ULTIMATE GRAY / 17-5104https://www.youtube.com/watch?v=pu9zLAKpntM Tüm renk eşleşmeleri için tıklayınız
Pantone Renklerinin Tekstil Tasarımında Kullanımı
Tekstil ve hazır giyim sektörlerinde moda tasarımcıları Pantone’ye ait profesyonel renk kodları ile çalışmaktadır. Toplamda 2310 renk, koton ve ya kağıt formatlarında sunulmaktadır. Dünyanın en büyük tekstil boya firması Archroma ile olan ortaklığı ile Pantone Smart Color Swatch Card sistemi, tasarımcı ve üreticiler arasındaki en doğru renk uygulamalarının, hızlı ve etkili şekilde yürütülmesini sağlar.Ayrıca PANTONE VIEW Colour Planner olarak bilinen ve 2 yılda bir yapılan bu trend tahmini organizasyonuyla kadın ve erkek giyim, spor giyim ve endüstriyel tasarım alanlarında 24 ay boyunca kullanılmak üzere renk tahminleri yapılmaktadır.
Pantone Renk Kodları Nasıl Kullanılır?
Renk kataloğu, tasarım aşamasında monitörde gördüğünüz renkleri, baskı ve boyama sırasında da aynı renk ve tonda elde eldilmesini sağlayan evrensel bir renk dili oluşturur. Böylece tasarlanan ürün ile ortaya çıkan ürünün aynı renklere ve canlılığa sahip olması sağlanır. Farklı sektörler için özel Pantone renk katalogları kullanılır.Pantone kataloğunda her rengin bir anahtar kodu bulunur. Bu hem üreticinin hem tasarımcının hem de tüketicinin işini kolaylaştırmak içindir. Sayıyla belirlenen kodlar rengin yerini, sondaki harf ise yapacağı etkiyi anlatmaktadır.Örneğin : PANTONE 185 C, Cool Gray 1 UC: Parlak (Coated) U: Mat (Uncoated)
Moda ve Ev Tekstili Kodları : Kağıt , Pamuklu ve Naylon Renk Rehberi ve Standartları
Moda ve Tekstil sektörüne özel Pantone kataloglarında renkler TPX ve TCX olarak iki farklı kod ile ifade edilir. Bu özel renk sisteminde renkler 2 haneli ya da 4 haneli numaralara ek olarak TPX (kağıt üzerinde gösterilen telstil baskı renkleri) ya da TCX (boya uygulanmış pamuklu kumaş renkleri) harf kodları ile formüle edilir. Renk formülleri ayrıca özel renk isimleri ile de tanımlanır.Örneğin : PANTONE 14–4510 TPX > Aquatic, PANTONE 15–1247 TCX > Tangerine
Tekstilde Kullanılan Başlıca Pantone Renk Araçları :
Cotton Passport
Tasarımcılar, üretim yöneticileri ve renkçiler için %100 Pamuklu Kumaşa özel boyama tekniği ile uygulanmış, taşınabilir renk referans kataloğu.Her bir rengin altında yer alan kodları kullanarak, dünyanın dört bir yanındaki üreticilere istediğiniz rengi gönderebilir ve renk üretiminizin doğruluğunu sağlayabilirsiniz.
Smart Color Swatch Card
MODA VE EV TEKSTİLİ RENKLERİ:2310 Renk + 210 Yeni RenkTekstil Renk Kataloglarından seçtiğiniz renkleri tek ve daha büyük boyutta sunabilmeniz için kullanılır.
Portatif Renk Eşleştirme - Okuma Cihazı
Herhangi bir yüzey, malzeme veya tekstil üzerinde güvenli şekilde anında renk eşleştirmesi yapabilirsiniz. Bir desen üzerindeki dört dominant rengi (CMYK) ayrıştırarak ekranda gösterir ve her bir rengin hangi Pantone rengine en yakın olduğunu gösterir.Gelişmiş görüntü yakalama teknolojisi, eşsiz doğruluk sağlar.Renk onayı verecek sektör çalışanı HUE testinden geçmiş olmalıdır.HUE rengin bileşenleri olan ana renklerin (CMYK) renk içindeki karışımını gösterir. Ayrıca diğer renk bileşenleri olarak parlaklık, matlık, açıklık ve koyuluk özellikleri doğru renk belirlenmesi için önem taşır.
Pantone Renk Sistemlerinin Moda ve Tekstil Üretiminde Kullanımı İle İlgili İpuçları :
Özellikle pamuklu kumaşlarda çok iyi netice alınırken, viskon, saten ve diğer bazı parlak kumaşlarda, kumaş cinsinin özellikleri dolayısıyla yanıltıcı sonuçlar alınabilir. Kadife gibi yönlü kumaşların hav yönlerinin aynı yöne baktırıldıktan sonra pantone ile karşılaştırması gerekmektedir, aksi halde yanıltıcı olabilir. Bazı durumlarda farklı ışıkta aynı rengin farklı görünmesi yani metemari adı verilen durum ortaya çıkabilir. Bu yüzden renk ölçüm cihazlarının kullanımı hayati önem taşır. Pantone ürünlerini Türkiye Distribütörü Odak Kimya’dan tedarik edebilirsiniz.https://www.onlinepantone.com/
İl İl Türkiye'nin Moda Tasarım Kursları
Türkiye'de bulunan moda tasarımı kurslarını modakariyeri.com'da listeledik
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Tasarımcı olmak isteyenler ya da üniversite eğitimini tasarım alanında yapmak isteyenler genellikle moda tasarım kurslarından eğitimlerine başlarlar. Biz de Türkiye'de moda tasarım kursları olan şehirleri bir listede derledik.
İstanbul'daki Moda Kursları
ABC Birleşim EğitimBilgi Üniversitesi- Moda Tasarımı Hazırlık KursuDeğişim Sanat AkademisiDünya Grafik Eğitim MerkeziFaruk Saraç Tasarım Meslek Yüksek OkuluInfo Akademi Mesleki Kurslarıİsmek Çolpan İlhan Moda Okuluİstanbul Moda Akademisiİstituto di Moda BurgoKariyer Eğitim KurumlarıLasalle College İstanbulLCC- Lisans ve Kültür MerkeziÖz Akademi Teknik Eğitim ve Bilişim MerkeziPera Güzel Sanatlar Kültür ve Sanat MerkeziTasarı Eğitim Kurumları Vakko Esmod
Ankara'daki Moda Kursları
Aytuglu Moda Eğitim MerkeziDama- Moda
Bursa'daki Moda Kursları
BUTGEM- Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Eğitim VakfıNia Tasarım
İzmir'deki Moda Kursları
Atölye İzmirİzmir Tasarım AkademisiÜçel Moda Akademisi [instagram-feed]
Modanın kalbinin attığı müze: Victoria & Albert Müzesi
Londra'da dünyanın en önemli moda müzelerinden olan Victoria& Albert müzesini daha yakından tanımaya ve geçmişten bugüne unutulmaz moda sergilerine göz atmaya ne dersiniz?
Londra'da bulunan Victoria & Albert Müzesi (V&A) yolu Londra'ya düşen herkesin British Museum'dan sonra adını en sık ikinci duyduğu müzedir. Moda, mimari, Rönesans ve Asya sanatlarıyla ilgilenenler için eşi bulunmaz bir yerdir.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Kuruluş yılı 1857 olan Victoria & Albert, ilk açıldığında Londra'nın South Kensington semtinde olduğu için South Kensington Müzesi olarak adlandırılıyor ama 1899'a gelince dönemin sevilen Kraliçesi Victoria ve kocası Prens Albert'e ithafen ismi Victoria ve Albert Müzesi olarak değiştiriliyor.
Müze diğer branşlarda olduğu gibi İngiltere için moda anlamında da büyük bir önem temsil ediyor. Hem tarihsel hem de inovatif sergilerin bir arada yapıldığı, isteyen herkesi modayla ilgili her türlü bilginin bulunduğu arşivlerinde gezdiren ve aynı zamanda bir çok markayla işbirliği yapan bir müze Victoria & Albert. Müzenin her daim ücretsiz gezebileceğiniz "Kostüm ve Moda" kısmında 17. yüzyıldan günümüze kadar gelen korselerden, Vivienne Westwood, John Galliano gibi tasarımcıların tasarımlarına kadar görebileceğiniz geniş bir kostüm seçkisi var.

Kalıcı moda bölümünün yanı sıra, her sene en az 6 -7 geçici sergiye ev sahipliği yapan V&A için bu sergilerden en az 2'si moda ile ilgili olur- yani Londra'ya ne zaman giderseniz gidin, V&A müzesinde bir moda sergisi olacağı garanti. Müzenin sergiler hariç her kısmı ücretsiz ama 40 pounda üyelik yaptırırsanız, istediğiniz V&A sergisine hayat boyu ücretsiz girebiliyorsunuz. Şu zamana kadar V&A'de gezip kişisel favorilerimden olan moda sergilerini kısaca aşağıdakiler gibi özetleyebilirim.
Undressed- A Brief History of Underwear
Nisan ayında Agent Provacateur ve Revlon sponsorluğunda gerçekleşen bir iç giyim sergisi Undressed. İç giyim dediğimiz parçaların cinsiyetler arası ayrımının tarih boyunca nasıl farklılık gösterdiğini, korselerin tarihi ve kadın erkek iç çamaşırının günümüze kadar nasıl evrim geçirdiğini öğrenmek isteyenler için ideal. Bunun yanı sıra La Perla, Agent Provacateur ve Fifi gibi high-end iç giyim markalarının da tasarım ve yaratım süreçleri hakkında videolar bulabileceğiniz kapsamlı bir sergi. Şu sıralar yolunuz Londra'ya düşerse Mart 2017'ye kadar gezebiliyorsunuz.



Horst-Photographer of Style
Dünyanın en ünlü moda fotoğrafçılarından Horst P. Horst'un retrospektifi 2013 yılında V&A'de sergilendi. Resimleri görünce hemen hatırlayacağınız, o dönemde Vogue, Harpers Bazaar ve daha bir çok dergi/marka için ikonik resimler çekmiş 30'lar, 40'lar ve 50'li yıllara damgasını vuran Horst'u tanıtan sergiye ilgi tüm V&A sergilerinde olduğu gibi yine yoğundu. En ünlü fotoğrafı Mainbocher korsesi(1939) ve dönemin Sürrealizm akımından ilhamlı çektiği bir çok orjinal fotoğrafın sunulduğu sergi moda ve fotoğrafçılık sanatının kesişimini başarılı bir şekilde ele alıyordu.
Grace Kelly- Image of a Movie Star
Film yıldızı ve Monaco Prensesi Kelly'nin, Hermes'e adını veren Kelly bag'inden günlük hayatta kullandığı eldivenlerine kadar, kraliyet ailesi tarafından bağışlanmış bir çok farklı parçanın toplandığı geniş kapsamlı bir sergiydi.Grace Kelly'nin kişisel stilini incelerken 50, 60 ve 70'in dönem modasına dahil bilgilerin de bulunduğu, dönem modasına ilgi duyanların akın ettiği V&A'in en unutulmaz sergilerinden biri olduğu rahatlıkla söylenebilir.
The Glamour of Italian Fashion
'The Glamour of Italian Fashion' yani çevirisiyle 'İtalyan Modasının Cazibesi' işçilik, güzel kumaşlar ve kaliteyle özdeşleşmiş İtalyan modasının 2. Dünya savaşı sonrasından günümüze kadar zaman için nasıl geliştiğini gösteren ve moda konusunda söz sahibi bu ülkeyi tanımak için eşsiz bir olanaktı. Bulgari'nin sponsor olduğu Sophia Loren'lerden, Armani'nin kuruluşuna kadar İtalyan modasına dair bir çok önemli şeyin paylaşıldığı bu sergi müzenin 2014 yılına damgasını vuran sergilerindendi.

Yukarıda bahsettiğim sergiler ve daha nicelerine ev sahipliği yapan V&A, moda konusunda tüm dünyadaki en etkili müzeler arasında gösteriliyor. V&A'in desteği sadece bununla da sınırlı değil, her sene 16-24 yaş arasına ücretsiz olarak organize ettiği V&A Moda Festivali'nde bir hafta boyunca Asos'daki satın almacılardan, tasarımcılara, moda gazetecilerine kadar bir çok farklı konuşmacı ve staj olanağını sunuyor.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]
En İyi Moda Okullarına Kabul Edilmek İçin Öneriler
Avrupa ve Amerikadaki öğrenciler üniversite başvurularını tamamlarken BoF (Business of Fashion) sektörün önde gelen moda okulu eğitmenlerine okullara başvuran öğrencilerde neler aradıklarını sordu.
[su_spacer size="30"]Avrupa ve Amerikadaki öğrenciler üniversite başvurularını tamamlarken BoF (Business of Fashion) sektörün önde gelen moda okulu eğitmenlerine moda okullarına kabul edilmek için başvuru yapan öğrencilerde neler aradıklarını sordu. Moda eğitimi almak hiç bu kadar moda olmamıştı. Endüstrinin popülaritesi arttıkça moda ile ilgili derslere katılmak için başvuran öğrenci sayısı da her geçen gün artıyor ve rekabet git gide kızışıyor. « Bugünlerde bu derslerde yer almak için başvuran o kadar fazla insan var ki, 20 sene önce olsa kabul edeceğim insanların neredeyse üçte birini reddetmek durumunda kalıyorum. » diyor Londra’nın en prestijli okulu Central Saint Martins’in müdürü Willie Walters.Moda eğitimi sektörü, bu artan talebi karşılamak için içlerinde ünlü enstitülerin de bulunduğu devlet okullarının yeni dersler açıp kontenjanlarını arttırmaları ile hatrı sayılır derecede büyümüş olsa da, devlet tarafından dikte edilen kotalar ve fon sıkıntıları yüzünden sektör hala oldukça kısıtlı imkanlara sahip. Bu nedenle seçilmiş bir okulda yerinizi garantilemek gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Adaylar, kabul alması en zor bölümler için onbinlerce uluslararası başvuru arasından öne çıkmak zorundalar. Yine de bu kıyasıya rekabet göz önünde bulundurulduğunda röportaj yapılan tüm eğitmenler, başvuru yapan öğrencilerin istenilen kriterler doğrultusunda yeteri kadar iyi hazırlanmadıklarından şikayetçi.Başarılı olmak için, çoğu Instagram kuşağı çocuğu olan adaylar dijital devrim gerçekleşmeden önce eğitimini tamamlamış bir jüriyi etkilemek zorundalar. Ama eğitmenlerin büyük bölümü yeni medya araçlarının, dijital yaratıcılığın ve deyim yerindeyse nevi şahsına münhasır bir tarzın göz ardı edilmekten çok teşvik edilmesi gerektiğini savunuyor.BoF 2017 girişli öğrencileri seçecek kadroda bulunan ve bölümleri en çok başvuru alan bölüm başkanlarından tavsiyelerini paylaşmalarını istedi.
« ÇOK ÇALIŞIN, ÖZGÜN OLUN »
Willie Walters, Lisans Eğitimleri Direktörü, Central Saint Martins


« ÇALIŞMALARINIZI SOSYAL VE POLİTİK ARAŞTIRMALARINIZA BAĞLAYIN »
Fiona Dieffenbacher, Güzel Sanatlar Moda Tasarım Bölümü Direktörü, Parsons The New School of Fashion.
Öne çıkan adaylar hem çalışmalarının karakteriyle hem de başvurularının yazılı ve akademik özellikleri ile söyleyecek özel birşeyleri olduğunu anlatmayı başaranlar oluyor. Öğrenciler sanat ve tasarım alanlarında lise yıllarından beri süre gelen tutkularını ispat ederek kendilerini gösterebilirler. Edindikleri akademik bilgiler, katıldıkları müfredat dışı aktiviteler, yaz okulları, hafta sonu programları ve ilgi alanları ile alakalı stajları bu konuda dikkat çeken noktalar. Adayların aynı zamanda toplumdaki yerlerini nasıl tanımladıkları ve bunu nasıl anlattıkları da oldukça önemli. Yeni gelen öğrenciler için yaratıcı süreçlerini ve kavramsal düşünme yeteneklerini görebileceğimiz çok yönlü bir portfolyo görmek istiyoruz.Öğrencilerden istediğimiz yazılı belgeler ise kendilerini bize daha iyi anlatmaları ve Parsons için neden iyi bir aday olduklarını kanıtlamaları için bir şans. Onları bu fırsattan olabildiğince faydalanmaları için cesaretlendiriyoruz. Bu sayede sadece çalışmaları hakkında konuşma fırsatını değil aynı zamanda bu çalışmayı uygun ifadeler kullanarak bir konseptin içine oturtma fırsatını da buluyorlar. Bizi en çok etkileyen adaylar çalışmalarını olgun bir şekilde ve güzel bir dille etkilendikleri sosyal, ekonomik, politik, kültürel ve tarihsel olaylara bağlayarak anlatma becerisine sahip olanlar. Bahsettiğimiz bu özelliği üniversite seviyesindeki sanatçılar ve tasarımcılarda bile bulunması zor, bu nedenle yeni başvuran birinde bu ışığı görmek adayı hemen diğerlerinden ayırıyor.

« FİKİRLERİNİZİN NASIL GELİŞTİĞİNİ GÖSTERİN »
Elinor Renfrew, Moda Bölümü Dekanı, Kingston Üniversitesi
100 kişilik kontenjanımız için 1.000 başvuru alıyoruz. Adaylar kesinlikle bir temel ders almış olmalılar. Bu bizim ilk kriterimiz. Ardından online olarak filtrelemeye başlıyoruz. Bu aşamada bize gönderdikleri portfolyoları inceliyoruz, bunun ardından kimi mülakata çağıracağıma karar vermek çok da zor olmuyor. Bir adayın çizim defterine baktığınızda fikrin gelişmesine etki eden düşünme aşamasını görebilmelisiniz. Bu, ne önünüze gelen son çizimle ne de ilk karalamayla anlaşılabilir. Çalışmaları üzerinde değişiklikler yapmaları iyi - aslında hata yaptıklarını gösteren herşey önemli. Bazen onların yaratıp sonra üzerini çizdikleri bir şeyi arıyor olabiliyoruz. Böyle işler mükemmel bir özenle ve çok düz hazırlanmış bir portfolyodan daha enteresan.Ülke dışından gelen adaylarla durum çok daha zor çünkü kabul sürecini mülakatlar olmadan yapmak zorundasınız. Normalde 350 civarı öğrenci davet ediyoruz. Tüm adayları tek tek mülakata almak için yeterli zamanımız olmadığından grup görüşmeleri düzenliyoruz ve bu sistem uzun zamandır sorunsuz bir şekilde çalışıyor. Adaylarımızın nasıl göründükleriyle pek ilgilenmiyoruz. Benim için önemli olan kibar, profesyonel ve öğrenmeye açık olmaları. Ne giydiklerinin önemi yok. Bir sonraki kreatif direktör olacaklarsa birşeye bakıp taklit etmek yerine onu sıfırdan yaratmaları gerekiyor.
« SINIRLARI ZORLAYIN »
Frances Corner, Üniversite dekanı, London College of Fashion.
Öncelikle adayın başvurduğu programı çok iyi araştırmış olması gerekiyor. Ardından baktığımız kriterler; yaratıcı düşünce, iyi araştırma ve analiz kabiliyeti. Adayların onları tetikleyen ve motive eden şeyleri bulmaları, bu motivasyonu geliştirmek için en iyi programın hangisi olduğuna emin olmaları çok önemli. Portfolyolara gelince; her sayfa, her çalışma öğrenci hakkında birşeyler yansıtmalı. Çizim defterleri ve günlükler öğrencilerin bir fikri keşfederken nasıl yollar izlediklerini ve kendilerini nasıl geliştirdiklerini anlamak için çok önemli. Aradığımız şey deney yapmanın, deneme yanılma yöntemiyle birşeyler öğrenmenin önemini anladıklarını gösteren her türlü işaret. Limitlerinizi zorlamak ve kendinize meydan okumak zorundasınız. Bu en az çizim yeteneğiniz kadar önemli.Kendine güvenen ve yeteneklerinin bilincinde olan insanlar arıyoruz. Kendine karşı dürüst olmak da bir o kadar önemli. Bunlar şimdiye kadar zaten hep dikkat edilen özelliklerdi ancak günümüzün rekabetçi ortamında daha da büyük bir önem kazandılar. Bizim onlara söylediklerimiz kadar onların da farklı bakış açıları ile bize söyledikleri ve kattıkları çok önemli. Dünya çapında öncü bir moda enstitüsü olarak kalmayı istiyorsanız bu tarz şeylere dikkat etmelisiniz.
« TUTKUNUZU GÖSTERİN »
Linda Loppa, Stratejik Direktör, Polimoda
Bizim aradığımız şey bir hayali ve fikri olan genç ve meraklı insanlar. 10-15 sene önce « En sevdiğiniz moda tasarımcısı kimdi? » sorusuna Jean Paul Gaultier veya benzeri birinin adını verirlerdi. Ancak şimdi tasarımcı isimlerini ve modanın tarihçesini bilmiyorlar. Bu çağımızın globalleşmesinin bir sonucu ve aslında büyük bir problem de değil. Çoğu aday yeterince hazırlıklı değil. Buraya, gittikleri küçük lisedeki sanat öğretmeninin düşündüğünün tam aksine, aslında hiç de iyi olmayan çizimlerle geliyorlar. Çizim yaptıklarında ışığı ve hacmi algılayabildiklerini görmek zorundayız. Bununla birlikte burada çizim yaparken kullanabilecekleri pek çok teknoloji bulunmakta. Eğer video çekerlerse bunu size gösterebilirler. Hayalleriniz ve ilham kaynaklarınız ne olursa olsun bunları bize göstermeli ve tutkulu olduğunuzu kanıtlamalısınız. Burada 150 kişi içinde yaklaşık 15 farklı milletten gelen adaylardan bahsediyoruz. Oldukça güzel ancak zorlu global bir yarışma, ayrıca bu moda eğitimine özel bir durum. Adayların dikkat etmesi gereken bir diğer konu da işlerinin var olan sisteme çok benzememesi olmalı. Bu gibi durumlarda birkaç sene içinde yanıldığınızı anlıyorsunuz.

« GELECEK NESİL İÇİN MODAYI BAŞTAN YARATIN »
Jennifer Minniti, Moda bölümü başkanı, Pratt Institute
Hassas şekilde düşünebilen, tasarımı kökten kavramış ve konulara zengin bir hayal gücü ile yaklaşabilen öğrenciler arıyoruz. Referanslarını aldığı yerler ve esin kaynakları çok açık seçik veya fazla yüzeysel ise bu kırmızı alarm demek. Genç nesil devamlı maruz kaldığı celebrity akımından ve televizyondan etkilendiğinde çok belli oluyor. Pratt’de el işçiliğini (tekniği), konsepti (sadece fikirden daha fazlası) ve konteksti (sosyal kültürel ve tarihi) vurguluyoruz. Gelen portfolyolarda bunların pırıltısını görmemiz lazım ki birlikte çalışabileceğimizin kararını verebilelim. Teknik yetenekler, sadece bir konsepti keşfetmek ve anlatmak için değil aynı zamanda fikir üretmek için de yeterince değer görmüyor. Bunun hayati derecede önemli olduğunu düşünüyor ve ders programımızı oluştururken bu konulara oldukça dikkat ediyoruz. Sonuç olarak, kendi jenerasyonları için farklı bir moda sistemi düşünmekten korkmayan, güçlü ve kendine has bir yaratıcı süreç ilerletebilecek öğrenciler arıyoruz. Moda global bir olgu, kültürünüzü, değerlerinizi ve zevkinizi masaya koymaktan çekinmemelisiniz.
« MERAKLI, CESUR VE KÜLTÜRLÜ OLUN »
Leah Perez, Moda Bölümü Başkanı, Shenkar College of Engineering and Design (ISR)
Herşeyden önce başvuran öğrenciler yaratıcı olmalı. Çok meraklı, cesur ve kültürlü olmak zorundalar. Benim aradığım şey kararlı ve hırslı insanlar ama esnek bir yapıya da sahip olmalılar. İçinde bulunduğumuz endüstri oldukça global olduğundan, insanlar her duruma ve mekana ayak uydurabilir ve grup çalışmasına açık olmalı. Örneğin fotoğrafçılık konusunda istekliyseniz bir sürü fotoğraf çekin ve bana bu konuda tutkulu olduğunuzu gösterin. Çizim yapmayı seviyorsanız, bana çizim yapabilmek için bulduğunuz zamanı nasıl değerlendirdiğinizi çizim defterlerinizle gösterin. Bence adayların yaptıkları en büyük hata tasarım sürecini anlamamaları ya da bu konuya yeterince önem vermemeleri.
« BEYNİNİZİN İKİ YANINI DA KULLANIN »
Christine Walter Bonini, ESMOD Uluslararası Genel Müdürü
Global olarak rekabet devamlı artıyor ve her sene dünyanın bir sürü yerinden yüzlerce başvuru alıyoruz. Meraklı, açık fikirli ve motivasyonu yüksek insanlar arıyoruz. Burada dersler oldukça yoğun ve büyük oranda zaman, enerji ve sabır gerektiriyor. Öğrencilerin beyinlerinin her iki tarafını da kullanabilmeleri, aynı zamanda hem rasyonel düşünüp hem renkli bir hayal gücüne sahip olmaları, derslerde başarılı olmaları açısından çok önemli.Başvuru prosedürümüz birkaç adımdan oluşuyor. Başvuru belgelerini (özgeçmiş, niyet mektubu, okul transkriptleri) dikkatle inceledikten sonra, adaylardan yaratıcı bir portfolyo hazırlamalarını talep ediyoruz. Birebir mülakatlara başlamadan önce öğrenci ile ilgili alabileceğimiz en detaylı bilgiyi alabilmek, onları daha iyi tanıyabilmek ve estetik algılarını keşfedebilmek istiyoruz. Portfolyolarında bize kişisel dünyalarını yaratıcı bir şekilde tanıtmaları gerekiyor. Tasarımcılar, kitaplar, mağazalar, filmler veya tarihi olaylar gibi onlara ilham veren şeyleri kullanabilirler. Tüm bunları nasıl bir araya getirecekleri konusunda tamamen özgürler. Bir kitap, video, çizim defteri veya kolaj sunabilirler. Öğrencilere tavsiyem; tecrübelerini, katıldıkları aktiviteleri, deneyimlerini, hayallerini, ve onlara ilham veren şeyleri anlatarak bize kendilerini en iyi şekilde tanıtmaları. Bizim gözümüzde öğrencinin yaptığı sunum ve konuya olan ilgisi, teknik bilgisinden daha önemli. Profesyonel hayatta da olduğu gibi, günlük çalışma sizi başarıya götüren en önemli etken. Listenin başında yer almak için öğrenciler günlük öğrenme ve çalışma rutinlerinden keyif almalı ve motive olabilmeliler.
Moda Okullarında Hayatta Kalmak İçin Öneriler
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]
Kendinize İlham Verecek Kişisel Kütüphanenizi Oluşturmaya Başlayın
Kitaplar fikir almak için eşsiz kaynaklardır. Evinizde size ilham verecek kendi kitaplığınızı kurmaya başlamak, size istediğiniz saatte fikirlerden faydalanma olanağı sunar. Kendi koleksiyonunuzu yapmaya başlamak size ilk başta pahalı gibi görünürse, 2. el kitapları çok uygun fiyatlara bulabileceğiniz sahaf ve internet sitelerinden yararlanabilirsiniz.
Sunum Yapmayı Arkadaşlarınızla Pratik Yapın
Sunum yaparken çoğu kişi kendini gergin hisseder, bunu yenmek ve kendinizi hazırlamak için okul sunumlarınızdan önce mutlaka arkadaşlarınıza sunum yapın.
Yakınınızdaki Vintage ve İkinci El Mağazaları Tanıyın
Vintage mağazalar araştırma ve ilham almak için harika yerlerdir. Geçmişte kumaşın, dikişin, işlemelerin ve silüetlerin nasıl kullanıldığını yakından keşfetmek gerçekten size çok şey katar.
Eleştiriyi Kişisel Algılamayın. Yapıcı Eleştiriler Sizin Gelişmeniz İçindir
Moda endüstrisi olumsuz eleştirilere takılı kalmamanız gereken bir yerdir. Bu endüstride çalışmak istiyorsanız üzüldüğünüzü, kırıldığınızı belli etmemeniz ve eleştiriyi nasıl işinizi geliştirmeye uyarlayabileceğinizi öğrenmeniz gerekir. Unutmayın, eleştirinin amacı yaptığınız işi geliştirmektir.
Kalıplarınıza Dikiş Payı Eklemeyi Unutmayın
Dikiş payını daha kalıbın ilk aşamasında ekleyin, kumaşı kesmeden tebeşirle eklemek yerine çok daha pratikolacaktır.
Çalışmalarınızı ortada bırakmayın
Moda bölümleri/ moda okulları rekabetin yüksek olduğu yerler ve her ne kadar sınıf arkadaşlarınızla çok iyi anlaşsanız da yaptığınız çalışmaları siz yokken ortada bırakıp gitmeyin, döndüğünüzde bıraktığınız yerde olmayabilir.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]
Modanın Kutsal Kitabı: Vogue
Bugün Vogue 100 Sergisi Londra’da National Portrait Gallery’de açılıyor. Dile kolay; bir asırdan bahsediyoruz. Fırsat bu fırsat, bizimle Vogue’un geçmişine yolculuk yapmaya ne dersiniz?
Bütün hafta sosyal medyada çeşitli hesaplarda #vogue100 hashtag’ine mutlaka denk gelmişsinizdir. Bugün Vogue 100 Sergisi Londra’da National Portrait Gallery’de açılıyor. Dile kolay; bir asırdan bahsediyoruz. Fırsat bu fırsat, bizimle Vogue’un geçmişine yolculuk yapmaya ne dersiniz?120.yaşını,2012’de dev bir dijital arşivi ayaklarımızın altına sererek kutlayan Vogue’un bu serüvenindeki dönüm noktalarına göz atalım:
İlk sayı:
Vogue,1892İlk sayısı 1892’de haftalık yayınlanmak üzere Amerika’da basıldı.Vogue'un yaratıcısı Arthur Baldwin Turnure, New York sosyetesinin hatrı sayılır isimlerinden biriydi.Vogue'u yaratma amacı, toplumun üst sınıfına hitap eden bir yayın olmasıydı. Bu ilk sayıda moda dışında sanat, tiyatro, yeni kitapların yorumları ve sosyal ortamlarda uyulması gereken görgü kurallarına kadar her türlü bilgiye yer verdi.
Conde Nast:
1909'da Conde' Montrose Nast'ın Vogue'u almasıyla, değişim başladı.Önceleri 30 sayfanın altında basılan Vogue, 100 sayfaya ulaştı. Sadece New York sosyetesine mensup olan kişiler tarafından okunan ve hem kadın, hem erkeğe hitap eden dergi, Conde' Montrose Nast sonrası departmanlarını büyüttü ve çoğunlukla kadına yönelmeye başladı. "Vogue" ismi o kadar güçlendi ki, bir süre sonra dergi konu başlıksız, sadece Vogue başlığıyla yayınlanmaya başladı. Nast'ın bir sonraki hedefi Vogue'u uluslararası yapmaktı.
Vogue İngiltere:
Nast'ın ilk uluslararası denemesi,İngiltere oldu. 1912 yılında Amerikan Vogue, İngiltere'de dağıtılmaya başlandı. Ancak 1.Dünya Savaşı'yla birlikte derginin ulaşımı imkansız hale gelince, İngiltere'de basma kararı aldı ve Vogue İngiltere, 1916 yılında Eylül sayısıyla yayınlanmaya başladı.
Moda Fotoğrafçılığı:
Gertrude Vanderbilt WhitneyVogue'un yaptığı en büyük devrimlerden biri de moda fotoğrafçılığı kavramını kitlelere duyurmasıydı. Moda fotoğrafçılığı için o zamanlarda düşünülen kıyafete değil; modele odaklanmasıydı.Vogue'da yer alan ilk fotoğraflarda modeller, sosyete mensuplarıydı. Büyük şapkalar ve görkemli elbiselerle poz veren modellerin olduğu fotoğraflar için dönüm noktası 15 Ocak 1913'tü. Dönemin heykeltraşı Gertrude Vanderbilt Whitney'nin, Baron Adolphe de Meyer tarafından çekilen fotoğrafı deyim yerindeyse taşları yerinden oynattı. Genel algıda yer alan odağın ve netliğin olmadığı bu kare, moda fotoğrafçılığına bambaşka bir bakış açısı getirdi. Bir süre sonra elitliğin simgesi de "Meyer'in çektiği bir Vogue karesinde olmak" olacaktı.
Modanın Kutsal Kitabı Modanın Başkentinde:
Vogue Fransa,1920İngiltere sonrasında 1920 yılında Fransız Vogue’un ilk sayısı okuyucularla buluştu. Helen Dryden tarafından çizilen "tenis oynayan iki kadın" kapağı, moda illustrasyonunda da önemli bir yere sahip. Amerikan Vogue Haziran sayısı da aynı kapakla çıktı.
Biraz Renk, Biraz Gerçeklik:
Bu tarih Vogue’un en önemli dönüm noktalarından biri. Çünkü dergi ilk defa,1932 yılında Edward Steichen tarafından çekilen bu “renkli” kapakla basıldı.Böylece illustrasyonların yerini fotoğraflar almaya başladı. Bu fotoğrafın bir başka önemi de, aktif bir hayatı temsil eden bir poz olması.
Diana ile 60’lara Merhaba:
Diana Vreeland ofisindeModa dünyasının gelmiş geçmiş en etkili,zeki ve güçlü kadınlarından Diana Vreeland 1962-1971 yılları arasında Vogue Amerika’nın başındaydı.Diana'nın ipleri eline almasıyla, sadece sosyetenin aynası olan dergi, bir anda moda dünyasının en dominant söz sahiplerinden birine dönüştü. Yıllar sonra torunun derlediği, Diana'nın Vogue yıllarındaki notlarından ve yazışmalarından oluşan "Memos" kitabı , Diana'nın sektördeki gücünü görmek için yeterli. Jackie Kennedy'yi giydiren, Twiggy'yi keşfeden ondan başkası değildi.
Avedon Etkisi:
New York Times'ın deyimiyle "onun moda ve portre fotoğrafları, Amerika'nın stil, güzellik ve kültür imajını bulmasını sağladı". Richard Avedon, moda tarihinin şüphesiz en önemli fotoğrafçılarından biri. Harper's Bazaar'da geçen 20 yıldan sonra Avedon, 1966-1990 yılları arasında Vogue için çalıştı.Richard Avedon'un kadrajından Twiggy,Vogue US 1966
Altın Çağ:
Anna Wintour-ilk kapak 1988Yıllardan 1988; Anna Wintour Vogue’un yayın yönetmeni koltuğuna oturur; bir daha da kalkmaz. Vogue’la en fazla özdeşleşen kişi ve günümüzün en güçlü moda otoritelerinden biri olarak tarihe geçer. Anna Wintour’un gelişiyle ilk kapakta değişim kendini gösterir. Çünkü bu kez ihtişamlı elbiseler yerine, jean giymiş model vardır kapakta.Anna Wintour'un Amerikan Vogue'a transferi tesadüf değildi elbette. O zamanlar İngiliz Vogue'un başında olan Wintour, Elle dergisinin çıkışı sonrası satışları yavaşlayan Amerika edisyonu için tek çare olarak görüldü ve değişimi başlatması için Amerika'ya getirildi. Wintour Vogue'u getirmek istediği noktayı o zamanlar şöyle anlatıyordu: "Ben Vogue'un hızlı, kesin ve seksi olmasını istiyorum. Ultra zenginler ya da sosyete benim ilgimi çekmiyor.Okurlarımızın kendi parasını kazanan enerjik ve ilgili kadınlar olmasını istiyorum." Ünlülerin kapağa taşınması yine Anna Wintour'un değişimlerinden yalnızca biri. Madonna'yı kapakta kullanmak isteyen Wintour'a herkes karşı çıktı, satılmayacağını söyledi. Ancak onları dinlemeyip , aklından geçeni yapan Wintour sayesinde, Madonna kapaklı Vogue'la satışlar %40 arttı. Madonna, Vogue US 1989Anna Wintour, hedeflediği ve beklendiği gibi Vogue'u en üstlere taşımayı başardı.2004 Eylül sayısında 832 sayfalık rekor bir dergiye imza attı. Hakkında belgeseller çekildi. Eski asistanı Lauren Weisberger 2003 yılında kendi gerçek anılarından oluşan "Devil Wears Prada" kitabını çıkardı, 2006 yılında aynı isimli film vizyona girdi.


İzlemeniz Gereken 10 Moda Belgeseli
Havalar soğumaya başladı, tam film zamanı. Biz de sizlere keyifli bir haftasonu için moda dünyasının en başarılı insanlarının hayatına göz atabileceğiniz bir belgesel listesi hazırladık.
Moda ile ilgilenen herkesin mutlaka izlemesi gereken 10 moda belgeselini bu yazıda derledik. Eğer moda belgeseli izlemeyi seviyorsanız bunlara da bir göz atın:
10. Bill Cunningham New York
Bill Cunningham’ı anlatmak için fotoğrafçı demek yetersiz. O bir mükemmelliyetçi, vizyoner, başına buyruk ve onca kalabalığa rağmen yalnız. Sokak stilini yaratan, mavi önlüğüyle binlerce kareyi sonsuzluğa bir doktor edasıyla kavuşturan bir sanatçı. Belgeselde, Bill Cunningham’ın bisikletinin tepesinde Manhattan sokaklarındaki bir gününün nasıl geçtiğini, Carnegie Hall’deki dairesini ,moda dünyasıyla ilgili görüşlerini ve ünlülerin onu anlatımını izleyebilirsiniz. Kaçırılmaması gereken, eğlenceli bir belgesel.
9. IRIS
O bir moda ikonu. O moda dünyasının görüp görebileceği en renkli karakterlerden biri. Moda,sanat ve insanlarla ilgili görüşlerinin yer aldığı film yaratıcılık ve tabi ki renk dolu.
““Lütfen, kendiniz için giyinin. İçinizden gelen ilhama kulak verin ve şansınızı deneyin. Öyle birşey giyin ki “Ben buradayım” desin””
8. SCATTER MY ASHES AT BERGDORF’S
Herman Bergdorf ve Edwin Goodman 32.Cadde’de ilk mağazalarını açarken bu kadar ileriyi görmüşler miydi bilinmez ama Bergdorf Goodman bugün en güçlü moda otoritelerinden biri. Her tasarımcının hayali. Şahane vitrinleriyle adeta bir şölene dönüşen filmde kimler yok ki .. Christian Loubutin, Karl Lagerfeld, Manolo Blahnik ve daha niceleri..
7. ANNIE LEIBOVITZ: LIFE THROUGH A LENS
John Lennon’un ölmeden once Yoko Ono ile çekilen son karesi, Woopi Goldberg’ün süt banyosu, Leonardo’nun kuğuya sarılmış hali, Demi Moore’un hamileliği ve daha niceleri. Bundan Annie Leibovitz’in lensinden bizlere kazandırılan karelerden sadece birkaçı. Fotoğrafçılık dehası Annie’nin hayatını daha yakından görmek ister misiniz? Annie Leibovitz
6.MADEMOISELLE C
Mademoiselle C - Carine RoitfeldVogue Paris’in efsane editorü, moda otoritesi Carine Roitfeld’in 10 yılın ardından Paris ve Vogue’u bırakarak, New York’a kendi dergisini kurmaya gidişininetrafında şekillenen belgesel, bize onun taşınması, yeni işini kurması ve büyükanne olma macerasını yakından izleme fırsatı sunuyor.
5.VALENTINO: THE LAST EMPEROR
Dünyanın en yetenekli, en özel modacılarından biri olan Valentino’nun hayatı , işleri ve iş-hayat partneri Giancarlo Giametti ile ilişkisini konu alan belgesel bir başyapıt tadında.
4.THE SEPTEMBER ISSUE
Anna WintourModa takviminde yılbaşı, hiç kuşkusuz Eylül ayı. Eylül sayısı her derginin kutsal sayısı. Peki Vogue’un ve moda dünyasının en efsane kadını Anna Wintour’un eylül sayısının çıkışında neler yaşadığını görmek ister misiniz? Ders gibi bir belgesel. Kaçırılmamalı.
3.DIOR&I
Nisan,2012. Raf Simons Dior’un yeni Kreatif Direktörü ilan edilir. Önünde ilk koleksiyona 8 hafta vardır. Peki minimalizmle bağdaştırılmış bir adam couture yapabilir miydi?Kuşkulu gözler, zaman yarışı ve bitmek bilmeyen stres. Bu belgeseli izlerken Raf Simons’u daha yakın tanıyıp, onun bu mücadelesine ortak olacaksınız.
2. LAGERFELD CONFIDENTIAL
Karl Lagerfeld’le ilgili söylenecek o kadar çok şey var ki. Çekimi 3 yıl süren bu filmde onu evinde, çizim yaparken, seyahatte , kendisi ve parçası olduğu dünya ile ilgili konuşurken görebilirsiniz. Bilim adamlarının –normal olmadığı düşüncesiyle(!)- DNA’larını incelemek istediği bugünlerde izlemek için daha doğru bir zaman olamaz.
1.L’AMOUR FOU
Yves Saint Laurent ve Pierre Berge.. 50 yıl süren bir aşk. Belgesel Yves ile yıllarca biriktirdikleri sanat eserlerinin müzayedesine hazırlanan Pierre’in gözünden anı ve geçmişi aktarıyor. İlk tanıştıkları andan ölüme kadar olan sürede yaşadıkları, Pierre Berge’nin anlatımıyla ve Yves ile yapılmış röportajlardan kesitlerle hayat buluyor. Aşk, sanat ve tabi ki moda dolu bir yapıt.
Moda Okulumu Nasıl Seçtim?
Bir okul sizi değiştirmelidir. Bu değişim kariyerinizi tasarlarken sizi bir adım öteye götürmelidir.
[su_spacer]Moda sektörüne giriş yaptığım dönemi anlattığım ilk yazımdan sonra sıra 2004 senesinde master için gideceğim okula karar verme sürecime geldi.Birçok kişinin yaptığı gibi ben de önce internetten araştırma yaptım. Ardından arkadaşlarıma moda okuyan tanıdıkları var mı diye sordum. 2004 yılında Türkiye'de moda okumak çok konuşulan bir konu değildi. İtalya'da okumak istiyordum ve moda yönetimi konusunda iki okul benim için öne çıkmıştı: Bocconi ve Polimoda. İlk iş olarak ikisine de başvurdum.
“Tasarım karar almak değilse nedir? ” Henry Petroski
Ardından uçağa atlayıp okuyacağım okulları yerinde görmek ve havayı koklamak istedim. Önce Milano'ya ardından da Floransa'ya gittim. İki okulu da gezip öğrenciymişim gibi hissetmeye çalıştım. Kendime şu soruları sordum:
- Hangi okulun atmosferi, ders içeriği ve öğrenci profili beni geliştirir, değiştirir ve yapmak istediğim işe başlamam için gerçek bir değer yaratır?
- Hangi okulda eğlenirim (okul aynı zamanda eğlenceli de olmalı, o günler geri gelmiyor)
Bir okul sadece ders içeriği ile değil aynı zamanda bulunduğu şehir, öğrenci seçimi ve öğretim metodolojisi ile de değerlendirilmelidir. Hiçbir öğrenci tek başına öğrenmez, öğrenemez. Eğitim bir grubun beraber değer yaratması ile mümkündür, bu nedenle sizi besleyeceğine inandığınız atmosferi bulmadan araştırmanızı sonlandırmayın.Bir okul ayrıca sizi değiştirmelidir. Bu değişim kariyerinizi tasarlarken sizi bir adım ileri götürmelidir.Ben Polimoda'da okumaya karar verdim. Neden mi? Öncelikle SDA Bocconi Moda yönetimi bölümünün ders içeriği MBA ders içeriğine çok yakındı ve ben zaten İşletme okuduğum için bunun doğru seçim olmadığını düşündüm. Polimoda'nın kapısından girdiğim andan itibaren kendimi o ortamla bütünleşmiş hissettim. Koridorları podyum, sınıfları atölye olmuş bir okuldu Polimoda. Ben tam da buna hasrettim. Ayrıca Polimoda hem daha kısa sürüyor hem de zorunlu staj yaptırıyordu. Floransa'da tekstil ve moda sektörüyle işbirliği içinde olduğu için daha çok fırsat sunabileceğini düşünmüştüm. Bu durumun iş hayatına geçişte bana destek olacağını öngördüm, ve gerçekten de oldu.Ekim 2004'de Polimoda'da "Master in fashion marketing and merchandising" bölümüne girdim ve Mayıs 2004'de mezun oldum. Mezun olmamız için gereken stajı bulmakta okul bize destek olmuştu. Toplamda üç görüşmenin ardından iki staj teklifi geldi. Bir tanesi görsel düzenleme üzerineydi diğeri de mağaza yönetimi üzerine La Rinascente Milano'daydı. İki şirket de Vakko ismini tanıdıkları için şanslıydım, tecrübemi değerlendirmek istemişlerdi.Okul seçiminin çok önemli olduğunu kariyerim ilerledikçe farkettim. Hiçbir zaman sektöre yabancı kalmadım, staj ardından hemen iş buldum ve okul arkadaşlarımın büyük kısmı çok iyi yerlere geldiler. Yıllar içinde birbirimize destek olacağımız bir network oluşturduk. 2014 Ekim'inde, 11 sene sonra Polimoda'ya misafir hoca olarak gittiğimde o günlere döndüm, tecrübemi paylaşmak çok keyifliydi.Sizin seçiminiz de tamamen kişisel olacaktır. Okul seçiminizi "Şu sirket en çok bunun mezunlarını işe alıyor" diyerek yapmayın, bunu göz önüne alın ama kararınızı buna bağlamayın.Bu yazının amacı bir okulu öne çıkarmak değil daha çok kişisel tercihimi etkileyen kriterleri paylaşmaktı. Siz de kriterlerinizi belirleyin.Özetle tavsiyelerim şunlar:
- Okul seçimini sadece ders içeriğine bakarak yapmayın. Öğretmen kadrosunun sektöre yakınlığı, eski ve yeni öğrenci profili ve girdikleri işler ayrıca bulunduğu şehir ve şehrin moda ile ilişkisi çok önemli.
- Hemen okula başlamak zorunda değilsiniz, tecrübe ile başlamak her zaman daha iyidir. Doğru okul ve doğru zaman olması önemli.
- Master eğitimi meslek seçimi ile doğrudan ilgilidir. Sizi sektöre sadece hazırlamakla kalmayacak aynı zamanda yolunuzu yapmanıza yardım edecek okulu bulun. Bu eski öğrenciler vasıtasıyla da olabilir (Mezun birlikleri var mı mutlaka kontrol edin)
- Okula kaydolmadan önce gidip gezin ve çekinmeden öğrencilerden birini durdurup "Okuldan memnun musun?" diye sorun. Bunu yapamazsanız Linkedin'de ya da tanıdıklarınız aracılığıyla referans bulmaktan kesinlikle çekinmeyin.
- İş bulmak için mezun olmayı beklemeyin. Sektöre hazırlanıyorsanız, okulla birlikte hazırlığınız başlamış demektir. CV göndermeye hemen başlayın, okuldaki sektör temsilcilerine kendinizi tanıtın. Aklınız hala karışıksa zamanınızı herkesle sohbet edip bilgi edinerek geçirin. Sosyalleşin.
- Yurtdışında iseniz, ben burda iş bulamam nasıl olsa diyerek kendi kendinize cesaretinizi kırmayın. Savaşın.
- Eğlenin!
Sorularınız veya yorumlarınız için asli@modakariyeri.com adresine email atabilirsiniz.